Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Almanya, Fransa, Belçika, Avusturya, Hollanda, ABD ve Kanada başta olmak üzere çeşitli ülkelerden gelen Türk hacı adaylarıyla Mekke’de bir araya geldi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş burada yaptığı konuşmasında, “İşgal devleti 76 yıldır Filistin’de zulüm yapıyor. Şimdi görüyorsunuz, bebekleri, masumları, kadınları, yaşlıları, eli silahsız insanları, mabetleri gözünü kırpmadan katlediyor. Müslümanların uyanmasına ihtiyaç var.” dedi.
“MÜSLÜMANLAR SAYESİNDE KUDÜS BARIŞ İÇERİNDE YAŞADI”
Başkan Erbaş, geçmişte zulmün, katliamların, soykırımların, sürgünlerin yaşandığı Kudüs’ün Müslümanlar sayesinde barış yurdu olduğuna dikkati çekti.
“Peygamber Efendimizin vefatından 5 sene sonra 450 yılı aşkın Kudüs, Müslümanlar sayesinde Müslümanı, Hristiyan’ı, Yahudi'si farklı ırktan insanların barış içerisinde yaşadığı bir şehir oldu. 1900’lü yıllarda Kudüs düşünce, Osmanlı’dan İngilizlerin idaresine geçtikten sonra tekrar orada huzursuzluklar başladı" diyen Prof. Dr. Erbaş, "1948 yılında orada bir işgal devleti kuruluyor. İşgal devleti 76 yıldır Filistin’de zulüm yapıyor. Şimdi görüyorsunuz, bebekleri, masumları, kadınları, yaşlıları, eli silahsız insanları, mabetleri gözünü kırpmadan katlediyor. Müslümanların uyanmasına ihtiyaç var. Müslümanlar birlik, beraberlik içerisinde olmalı. Müslümanların bulunduğu yerlerde inancı, ırkı ne olursa olsun insanlar hep huzur içinde yaşamıştır.” dedi.
İslam’ın, savaşta dokunulmasını yasak kıldığı kişilerin olduğunu belirten Başkan Erbaş, “İnancımızda askerlerimizin aldığı bir talimat vardır; eğer bir yerde savaşmak zorunda kalınırsa masumlara, çocuklara, kadınlara, mabetlere dokunmayacaksın, daha da ileri adım atılıyor yeşile, ağaçlara, hayvanlara dokunmayacaksın. İşte biz bu medeniyete merhamet medeniyeti diyoruz.” ifadelerini kullandı.
Haccın Müslümanların birlik, beraberlik içerisinde olması gerektiğini en güzel şekilde sembolize eden bir ibadet olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, “Tavafa bakınız, sağınıza solunuza bakıyorsunuz hep farklı dillerde ve renklerde dua eden binlerce insan ama hepimizin yönü Kabe ve tavaf yaparken kalbimiz Kabe’den yana. O, kalbimiz Kabe’de Allah için atıyor demektir.” diye konuştu.