Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, idari yargı faaliyetlerini sürdürürken hukukun üstünlüğünü esas aldıklarını belirterek, "Daima uyum ve huzur içerisinde bir yargılama sisteminin varlığına dikkat ederiz. Devletle vatandaşın barışık olmasına, bir de vatandaşın devletine güvenmesine özen gösteririz. Amacımız budur. Bu hedefle, bu vizyonla görevimizi sürdürürüz." dedi.
St. Petersburg şehrinde 9. Uluslararası Hukuk Forumu’na katılmak üzere Rusya’ya gelen Güngör, Rusya Yüksek Mahkeme Başkanı Vyaçeslav Lebedev ile yaptıkları görüşmenin ardından AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Lebedev ile güzel bir görüşme yaptıklarını belirten Güngör, Rusya idari yargısıyla ilgili detaylı bilgi aldıklarını anlattı.
Türkiye’de Danıştayın 151 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu anımsatan Güngör, idari yargının ülke yönetiminde çok önemli olduğunu ifade etti. Güngör, "İdari yargı, demokrasi ve hukukun üstünlüğü, insan haklarının güvencesidir." diye konuştu.
Güngör, adaletin her alanda uygulanması ve hayata geçirilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Adalet güçlüyse, devlet de güçlüdür. Devletin gücü adaletle mümkündür. Bizim devlet geleneğimizde özellikle insan hakları daima ön planda olmuştur. Örneğin, dünyada bugün ombudsmanlık denilen sistem Osmanlı’dan esinlenerek hayata geçirilmiştir. Bu anlayış devlet geleneğinin insan haklarına verdiği önemin çok açık göstergesidir. Bu alanda başarılı olduğumuzu ve evrensel hukuk değerleri konusunda hiç de geride olmadığımızı gördüm." şeklinde konuştu.
Yargı sistemlerinin her dönemde kendini yenilemesi gerektiğine işaret eden Güngör, "Hukuk yaşayan bir sistemdir. Ticarette de siyasette de çok hızlı gelişmeler oluyor. Hukuk alanında da değişmeler oluyor. Bu değişimlere ayak uydurmamız gerekiyor. Bu nedenle ülkelerde uygulanan hukuk sistemlerini bilmemiz, olumlu ya da olumsuz karşılaştırmaları tespit ederek, ülkemiz insanına daha hak ve hukuk içerisinde hizmet etmemiz bizim görevimiz. Ben bu çalışmaları önemsiyorum." ifadelerini kullandı.
St. Petersburg’da düzenlenecek 9. Uluslararası Hukuk Forumu’nda insan hakları ihlallerinin ulusal ve uluslararası hangi mekanizmalarla önlenebileceği, bunun için neler yapılabileceği yönündeki görüşlerini aktaracağını dile getiren Güngör, şunları kaydetti:
"Ülkemizde insan hakları ihlallerinin önlenmesi konusunda önemli mekanizmalar vardır. Örneğin, idari yargı öncelikli bir yöntemdir çünkü daha güçlü olan, devlete karşı daha zayıf kişileri, kurumları korumak idari yargının görevidir. Devletin her türlü eylem ve işleminin idari yargının konusunda olduğunu biliyoruz. İdari yargı hak ve hakkaniyet ölçüleri içerisinde yargılamasını yapar ve kararını verir. Toplum için güvencedir. Aslında idari yargı, insanların devlete bağlılığını, sadakatini arttıran bir sistemdir. İdari yargı kişilerin, kurumların güvende hissetmesi için çok önemi bir kurumdur. İdari yargı faaliyetlerimizi sürdürürken, elbette, hukukun üstünlüğü esastır ancak verdiğimiz kararlarda daima ülkemizin gerçeklerini göz ardı edemeyiz. O ön plandadır. Ülkemizin geleceğini de düşünerek kararlarımızı veririz. Daima uyum ve huzur içerisinde bir yargılama sisteminin varlığına dikkat ederiz. Devletle vatandaşın barışık olmasına, bir de vatandaşın devletine güvenmesine özen gösteririz. Amacımız budur. Bu hedefle, bu vizyonla görevimizi sürdürürüz. Tabii değişik ülke yargılamalarını bu nedenle görmek, bilmek bizim için faydalı oluyor."
Güngör, Lebedev ile görüşerek Rusya’da uygulanan yargılama sisteminin ne derece verimli ve başarılı olduğunu ya da eksiklerini tespit etmeye çalıştıklarını belirtti.
Lebedev’in ayrı bir idari yargı sistemi oluşması için çok gayret ettiğini ancak 13-14 yıl sonra beklenenden daha yetersiz bir sistem kurulabildiğini anlattığını söyleyen Güngör, oysa Türkiye’de 1868'den itibaren 151 yıllık köklü biri idari yargı sistemi olduğunu hatırlattı.
Daha iyi eğitilmiş, kaliteli yargı çalışanlarının tüm dünyada geçerli bir gereklilik olduğuna işaret eden Güngör, daha nitelikli hizmet üretebilmek ve adaletin kalitesinden ödün vermemek için Rusya’nın da gayretleri olduğunu anlattı.
Rusya’daki sistem konusunda muhataplarıyla müzakerelerde bulunurken Türkiye’deki vergi davalarında bu ülkeye kıyasla daha başarılı olunduğunu gördüğünü dile getiren Güngör, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Rusya’da vergi idaresi bir ihtilaf olduğunda herhangi bir mükellefle ilgili olarak, vergi dairesi mahkemeye direkt dosyayı gönderiyormuş. Oysa hukuk devletinde bu olmaz. Mükellefle ilgili bir görüşme olmadan, mükellefin bilgisi dışında, mükellefin itirazı ya da dava yolu hakkı var mıdır, yok mudur, bir uzlaşma yöntemi denenmeden direkt mahkemeye dava olarak gitmesi de hoş bir durum değil. Bizim uygulamamız çok başarılı bu konuda. Eğer vergi dairesi tarhiyat yaparsa mutlaka mükellefe bildirir. Mükellef itiraz mı eder, yoksa uzlaşma yolunu mu tercih ederse, ki uzlaşma yolunu tercih ederse bu çok başarılı bir yöntem, Türkiye’de yüzde 80 uzlaşılıyor. Vergi ihtilaflarının yüzde 80’inde uzlaşmayla sonlandırma büyük bir başarı."
Türkiye’deki yargı sisteminde sulh müessesesi, ara buluculuk müessesi gibi yapılar bulunduğunun altını çizen Güngör, bu yapıların yargı sistemine önemli bir katkı olduğunu, yargılama usulünün sürekli gözden geçirildiğini ve yeni sisteme ayak uyduracak şekilde sistemin takip edildiğini söyledi.
Güngör, her ülkenin kendi ihtiyaç, beklenti ve yönetim anlayışına göre yargı sisteminin geliştiğini, Türkiye’nin de bu hususta başarılı olduğunu vurguladı.
Danıştay Başkanı Güngör ayrıca ilerleyen zamanlarda Türkiye ile Rusya arasında hakim değişim programı yapılarak, iki ülkenin birbirlerinin yargı sistemini tanınmasının sağlanabileceğini sözlerine ekledi.