Tarih: 23.03.2019 13:49

'Türkiye tarımsal hasılada Avrupa'da birinci'

Facebook Twitter Linked-in

Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde moderatörlüğünü BNP Cardif Türkiye CEO'su Cemal Kişmir'in üstlendiği "Tarımın Ajandası" oturumunda konuşan Bakan Pakdemirli, tarımın teknik bir konu olduğunu, bu nedenle üzerinden siyaset yapılan bir meta olmaktan çıkarılması gerektiğini söyledi.

Pakdemirli, uzun vadede tarımın her gün konuşulan, eleştirilen bir konu halinden çıkması gerektiğini belirterek, "Kılıçdaroğlu saman ithalatından bahsediyor, Türkiye'nin ihtiyacı 66 milyar ton, ithal edilmiş saman 9 bin ton. 150 bin dolar bedelli saman ithal edilmiş. Neden ithal edildiğini bilmiyorum ama bir ülkenin ithalatı da olabilir, ihracatı da olabilir. Konuşurken rakamlar üzerinden konuşmamız lazım. Türkiye tarımsal hasılada Avrupa'da birinci, küçükbaş hayvan sayısında Avrupa'da birinci, büyükbaş hayvan sayısında Avrupa'da ikinci. Hayvancılıkta da aşağı yukarı 2-2,5 misli bir büyüme var." değerlendirmesinde bulundu.

Tarımda genel fotoğrafa bakıldığında bir başarı olduğunu dile getiren Pakdemirli, şöyle devam etti:

"Bu başarı bizi ileriye taşır mı? En önemli soru bu. Bu başarı bizi ileriye taşımayabilir çünkü önümüzdeki 20-25 yıl içinde yüzde 50 daha fazla gıdaya ihtiyacımız olacak. Bu anlamda bu başarı bizi ileriye taşımayacak gibi gözüküyor. Yapısal problemlere de neşter atacak bir şekilde tarımda bir vizyon ortaya koymamız gerekiyor. Birlikte üretim ve başarı modellerini Türkiye ortaya koymak durumunda. 14 bin 200 kooperatifimiz var. Bunlardan ilk 100'e, ilk 50'ye, ilk 10'a, ilk 5'e giren yok. Nasıl giriyor diyeceksiniz, işte cirosuna bakacaksınız. Japonya aynı bizim durumumuzdaymış, 700 kooperatife düşürmüşler ve 46,8 milyar dolar cirosu olan bir tane kooperatifleri var. Bu kooperatif tüm planlamayı ve üreticiyle, tüketiciyi birleştirmeyi yapıyor."

- Tarımda Milli Birlik Projesi

Pakdemirli, sivil toplumun tarım anlamında önemli olduğunu belirtti.


Yeni bir proje için hazırlıklarının sürdüğünü aktaran Pakdemirli, "Tarımda Milli Birlik adında bir projemiz var, bunu da inşallah nisan, mayıs ayı içinde açıklıyor olacağız. Alt detaylarını da şu anda doldurma aşamasındayız, yüzde 90-95 oranında bitirdik. Tarımın Türkiye'deki yol haritası, bundan sonraki 25-30 yıllık süreç belli." ifadelerini kullandı.


Bakan Pakdemirli, çocukların toprakla buluşmasının önemli olduğunu anlatarak, bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile koordineli çalıştıklarını, tarım liselerine de gereken önemi verdiklerini aktardı.


Bakanlığın kapısında, binlerce atama bekleyen ziraat mühendisi olduğunu söyleyen Pakdemirli, "Çünkü bunların birçoğu toprağa hayatı boyunca ellememiş, teorik olarak bitirmiş, sınavlarını vermiş, diplomayı almış. Mümkünse toprakla buluşmayacağı bir konumda kendilerini konumlandırmak istiyorlar. Bugün benim de itiraf etmem gereken bir şey var: Bizim Tarım Bakanlığı personelimiz yeterince sahada değil. Şimdi herkes de böyle iş istiyor. Mutlaka toprakla buluşturmamız lazım. Bu ziraat mühendisleri de baştan toprakla buluşmadığı için toprağı belki çok severek, aşık olarak gelmiyorlar." diye konuştu.


Pakdemirli, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Bütün ziraat mühendislerine şunu söylüyorum: 'Ne olursunuz gidin özel sektörde çalışın. Devletin verdiği bu kadar teşvik var, genç çiftçi teşviklerimiz var, birine başvurun, müteşebbis olun. Batın, çıkın, gerekirse 2-3 sene kaybedin. Bir yandan memur olmak da gönlünüzde varsa KPSS'yi de alın bir kenara koyun, bir atama yapacaksak o zaman yaparız ama şu anda edinmiş olduğunuz deneyim, hayat boyu memuriyette edinemeyeceğiniz bir deneyim.' Bu yüzden mutlaka bu sektörde olan insanlarımız sahada olmalı ama toprakla buluşmayı çok çok önemsiyorum."

- "Tarım topraklarını kaybetmiyor olmamız lazım"

Sadece insan kaynağının sürdürülebilirliği değil ekonomik sürdürülebilirlik de önemli olduğunu vurgulayan Pakdemirli, çiftçilerin yarın "Ben bu ürünü satamayacağım." kaygısına düşmesi durumunda burada da sorunlar yaşanabileceğini belirtti.


Doğal kaynakların sürdürülebilirliğinin de çok önemli olduğunu anlatan Pakdemirli, şunları kaydetti:


"Su kaynaklarımız hakikaten kıt. Bunların sürdürülebilirliği önemli. Bununla beraber toprağı da sürdürebiliyor olmamız lazım. Yani tarım topraklarını kaybetmiyor olmamız lazım. Aslında son dönemde atılan adımlar çok iyi. Çizilen resim kötü bir resim ama Türkiye'nin aşağı yukarı senelik tarım toprağı kaybı 150 bin hektardı. 2005'te çıkarılan kanunla beraber bu 60 bin hektara düştü. Geçen yıl benim bakanlığa gelmemle beraber 17 bin 500 hektara düştü. İnşallah biz bakanlık olarak bu toprakların sürdürülebilir tarım amacıyla kullanılması gayesiyle savaşımızı sürdürüyor olacağız."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —