Dünya İslam Sağlık Birliği ve Sağlık-Der tarafından "İslam Ülkelerinde Sağlık Perspektifinden Kalkınma Meselesi" ana temasıyla 15-17 Aralık'ta Harbiye Askeri Müzesinde bu yıl üçüncüsü düzenlenecek "3. Dünya Müslüman Sağlık Toplulukları Kongresi ve Fuarı"nın (WIHU-18) tanıtım toplantısında konuşan Sezen, birliğin 110 ülkeden 350'ye yakın sağlık, insani yardım ve çevre kuruluşlarının bir araya geldiği çatı organizasyon olarak kurulduğunu anlattı.
Sezen, Türkiye ile İslam ülkeleri arasında ekonomik iş birliği sağlamak için kongre kapsamında düzenleyecekleri ve 70 firmanın katılacağı fuarda, Türkiye'nin hastane ve medikal sektörünü tanıtacaklarını söyledi.
Son 3 yıldır sağlık turizminin geliştiğine işaret eden Sezen, "Sağlık turizmine de katkıda bulunmaya çalışıyoruz. İslam ülkelerinin Batı'dan aldığı tıbbi cihaz ve ilaç miktarı 70 milyar dolara ulaşıyor. Biz bunu merkez Türkiye olmak üzere İslam alemi içerisinde bunun dönmesini istiyoruz. Medikal ticaretin artması için bu organizasyonları vesile olarak görüyoruz." diye konuştu.
"Türkiye, sağlık sektöründe Batı'yla yarışır noktada"
Batı dünyasında "İslam ülkeleri bir şey üretemez" algısı olduğunu ifade eden Sezen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MR ve görüntülü ultrason dışında Türkiye'nin üretemediği bir tıbbi cihaz yok. Tamamını üretiyoruz. Teknoloji transferi yapmak artık zor değil, yeterince yapılıyor. İlaç üretiminde ciddi sıkıntılarımız var. Hükümet destek verdiği takdirde ilaç üretiminin de Ar-Ge'nin de gelişeceğine inanıyoruz. Türkiye toplumunun tamamı Suriyeliler de dahil sağlık kapsamı içerisinde ama Batı dünyası bunu bilmiyor. Türkiye, sağlık sektöründe Batı'yla yarışır noktada. Bunu duyurmamız gerekiyor. Türkiye'deki bu imkanları yeterince anlatabilirsek gerçekten sağlık turizminde çok güzel bir yere ulaşırız."
Kasım Sezen, geçen yıl 1,5 milyon kişinin yurt dışından teşhis ve tedavi için Türkiye'ye geldiğini, yaklaşık 4-5 milyar dolar gelir elde edildiğini kaydetti.
Kaplıca sektörünün de sağlık turizmine dahil olduğunu belirten Sezen, "Kaplıca sektörüne çok değer veriyoruz. İslam dünyasında kaplıca çok yaygın değil. Kuzey Avrupa ülkeleri soğuk olduğundan kaplıcayı çok tercih ediyorlar. Türkiye'de kaplıca sektörünün Kapadokya, Afyon, İstanbul, Yalova, Bolu gibi birçok yerde var. Bizim kaplıcalarımızda Avrupa'dan turist yok. Bunun sebebi kaplıcalarımızda doktor ve sağlık imkanlarının olmaması. Bu imkanı sağlamamız gerekiyor. Bir pratisyen doktoru, reviri ve ambulansı olsun. Biz bunları sağlık tesisi yapma yönünde çok gayret gösterdik. En büyük direnç kaplıca sektörünün idarecilerinden geldi." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin sağlık turizminde dünyada yüzde 1'lik dilimde olduğunu ifade eden Sezen, sağlık turizmine gerekli yatırımın yapılması gerektiği sözlerine ekledi.
80 ülkeden 300'e yakın sivil toplum sağlık yöneticileri, sağlık turizm, hizmet ve ticaret sektörü temsilcilerini bir araya getirecek kongrede, "Sağlık Bakanları Zirvesi" ile "Kadın ve Gençlik Müslüman Forumu"nun yanı sıra sağlık turizmi, göç ve sağlık sorunları, sağlığın geliştirilmesinde uluslararası iş birliği, İslam ülkeleri arasında ilaç ve tıbbi cihaz ticareti ile inovasyon gibi birçok konuda panel düzenlenecek.