İş adamı Keskin, 2006 yılında bir fuara katılmak üzere Almanya'nın Frankfurt kentine gitti. Beraberindeki heyetle burada bulunan traktör müzesini gezen Keskin, Türkiye'de böyle bir müzenin olmadığını öğrenince bu konuda çalışma başlattı.
Dursun Keskin, bunun üzerine Biga ilçesindeki çeltik fabrikasının bahçesine cam fanus içine eski bir traktörü atölyelerinde revizyona sokup yenileyerek yerleştirdi. Bu konuda başarılı olan iş adamı Keskin, müzenin ilk temellerini attı.
Toplam bin 500 metrekarelik alanda 1884'ten 1963 modele kadar buharlı, benzinli ve dizel yakıtlı farklı markalarda 70 traktörün yer aldığı müzeyi haftada ortalama 300 kişi ziyaret ediyor.
"Türkiye'de bir ilki başarmanın mutluluğunu yaşıyorum"
İş adamı Dursun Keskin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de antika traktör müzesiyle ilgili olarak bir ilki başarmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Almanya'ya 2006'da yaptığı ziyaretin kendisini çok etkilediğini, sürecin çok hızlı ve başarılı ilerlediğini anlatan Keskin, "Böylece Gelibolu ilçemizde Türkiye'nin ilk antika traktör müzesini ortaya koyduk. Bunun için çok mutluyum. Şu anda müzemizde halen tarlada çalışabilecek güçte ve kapasitede 70 traktörümüz var. Traktörlerin yanı sıra birkaç küçük tarım makinelerini de yine müzemizde ziyaretçilerimiz için sergiliyoruz. Burada 1884 modelden 1963 modele kadar buharlı, benzinli ve dizel yakıtlı olan, aralarında artık hiç üretilmeyen markalar mevcut." dedi.
Her traktörün kendine has özelliklerinin bulunduğunu vurgulayan Keskin, bunun restorasyon ve revizyon çalışmalarına da etki ettiğini belirtti.
Keskin, şunları kaydetti:
"Traktörlerin parça özellikleri çok önemli, bu bizi çok etkileyebilir. Burada sergilemek üzere satın aldığımız traktörümüzün eksik olan parçalarının temini, yapılması, onarılması veya satın alınması bir sürece tekabül ediyor. Bunlar tabii ki önemli zamanlar alıyor. Bazı traktörler var 3 ayda tamamlanabiliyor, öyle traktörler var ki 2,5 yıl hatta 3 yılda zor tamamlanıyorlar. Onun için bizim sabit bir zaman aralığımız olamıyor. Değişken bir zaman içinde bu traktörleri şu anki hallerine getirebiliyoruz."
"Hedefimiz 75 traktörde bu işi noktalamak"
Dursun Keskin, müzedeki hedeflerinin 75 traktör olduğunu söyledi. Özel kaplama malzemeleriyle hazırlanan müzenin yapısal metrekare alanının da 75 traktöre izin verdiğini aktaran Keskin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim zaten şu anki mevcut yerimiz 75 traktöre göre hazırlanmış durumda. Bundan sonra biz bu işi noktalayıp bırakacağız. Daha çok traktörün tanıtımı ve müzenin gelişimiyle ilgili kısma ağırlık vereceğiz. Zaten biz Türkiye'de çalışmış olan traktörün yüzde 80'ini müzemizde sahibiz. Yurt dışından da buraya traktör getiriyoruz. Örneğin buraya yurt dışından getirdiğimiz 1884 model buharlı bir traktörümüz var. Bu traktörümüz Amerika'nın Michigan eyaletinde üretilmiş, uzun yıllar Belçika'da çalışmış. Mesela 1927 model yine farklı özelliklere sahip Almanya yapımı bir traktörümüz var. Biz bu iki traktörümüzü yurt dışından getirdik. Diğer traktörlerimiz Türkiye'de kullanılan traktörler. Tabii ki ilginç traktörler bulursak yine alacağız. Eğer restorasyonunu yapabilirsek o ekibi elimizde tutabilirsek 75'e ulaşma hedefimiz var."
"Müzedeki traktörlerin yüzde 60'ı şu anda üretilmeyen markalar"
Gelibolu Antika Traktör Müzesi'ndeki traktörlerin yüzde 60'ının üretilmeyen markalar olduğunu ifade eden Keskin, bu anlamda da önemli bir envantere sahip olduklarını bildirdi.
Müzeye gelenlere de bu özellikleri anlattıklarında ziyaretçilerin büyük şaşkınlık yaşadığını dile getiren Dursun Keskin, şöyle konuştu:
"Ziyaretçilerimize üretilen ve üretilmeyen modelleri anlatıyoruz. Gerçekten hem şaşkınlık yaşıyor hem de mutlu oluyorlar. Bu da bizi ziyadesiyle mutlu ediyor. Ayrıca buraya yalnızca tarım, ziraatla uğraşanlar gelmiyor. Burası mimarlar için, güzel sanatlar bölümünde okuyan öğrenciler için bir kaynak. Aslında müzemiz genele hitap ediyor. Müzeyi gezerken geçmişi hissediyor ve tanıklık ediyorsunuz. Bu çok önemli. Yani makineyi seven, traktörü seven ya da doğayı seven herkesin bu müzeye gelip gezmesi gerekir.
Tabi buraya gelenler ile aramızda ilginç diyaloglar da oluyor. Geçmişte bu müzedeki traktörlerin birini kullanan ziyaretçilerimizden anılarını dinleme fırsatımız oluyor mesela. Bunlardan biri, geçen yıl müzemize gelen Ankaralı bir beyefendiydi. Benzinli 1946 model bir traktörümüz var. Onun, bu traktörün başında ağladığını gördüm. 17 yıl kullandığı traktörle olan bağını bize anlattı. Biz de bu durum karşısında çok etkilendik."
Dursun Keskin, müzedeki traktörlerin günümüz teknolojisinin birer atası durumunda olduğunu sözlerine ekledi.