Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, UPB'nin 1999 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Bursa merkezli kurulmuş önemli bir birlik olduğunu hatırlattı. Patent konusunun Türkiye'de her geçen yıl daha da merak edilir, sorulur ve uygulanır hale geldiğini, trendin pozitif yönde arttığını dile getiren Kaya, Türkiye'nin patent konusunda daha yolun başında olduğunu ve bu konunun uzun yıllar yoğunlukla konuşularak devam edeceğini anlattı.
Ekonomik şartların dünya genelinde zor olduğu bir ortamda birçok insanın farklı iş yapma arayışında bulunduğunu vurgulayan Kaya, "Herkes daha az emekle daha çok kar etmenin derdinde. Bu düşünce de patent çıktılarının artmasına sebebiyet veriyor." dedi. Patent başvuru sayılarına ilişkin bilgiler aktaran Kaya, Türk Patent ve Marka Kurumuna (TÜRKPATENT) 2017'nin 10 ayında 4 bin 494 patent başvurusu yapıldığını, bu yılın aynı döneminde ise rakamın 4 bin 886'ya çıktığını söyledi. Patent başvurusunda, 2018 yılının 10 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,7 artış olduğuna değinen Kaya, şöyle devam etti: "Bu ilk bakışta geçmiş yıllara göre biraz düşük oran gibi gözükebilir ama bunun önemli sebepleri var. 2017'de patent başvurularında organik olmayan, Türkiye'nin güzide kuruluşlarından bazı şirketlerin ve üniversitelerin ciddi bir başvuru yapmasından kaynaklı bir artış olmuştu. 2017'deki patent başvurusundaki artış 2016'ya göre yüzde 33'ten fazlaydı. Bu sene bu oran düştü ama geçen seneki organik olmayan artışa rağmen yine de yüzde 8,7 artış olması olumlu. Değişen Sınai Mülkiyet Kanunu sonrasında yaşanan uyum veya geçiş süreci nedeniyle patent başvurularında azalma olacağı bekleniyordu. Tüm bunlar dikkate aldığında bu ortama rağmen bir artış yakalanmış durumda. Yıl bittiğinde bu yüzde 8,7 artış daha da artacaktır. Çünkü genelde şirketler kasım ve aralık aylarında daha çok başvuru yapıyorlar. Son aylarda ciddi başvuruların olmasını bekliyoruz."
"Mısırı tencereye koyduğunuzda"
Kaya, son 5 yıldır teknoloji transfer ofisleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, üniversitelerde araştırma altyapıları adı altında özel enstitüler gibi yapılar kurulmaya başladığını ve üniversitelerin araştırma üniversitelerine dönüştürülmeye çalışıldığını söyledi. Bunları, geleceğe dönük Ar-Ge ekosisteminin tohumları olarak tanımlayan Kaya, "Mısırı tencereye koyduğunuzda ilk başlarda patlamaz ve bir süre beklersiniz. Sonra mısırlar bir anda patlamaya başlar. 2019 ve 2020'de patlayan mısırların artacağını düşünüyorum. Yani belli bir kıvama gelmiş çekirdek teknolojiler, kabuklarını kıracak ve ortalığa saçılacak." dedi. Hem STK temsilcisi hem de profesyonel patent marka vekili olarak geleceği bu açıdan umutlu gördüğünü ifade eden Kaya, "Gerek teknoloji transfer ofisleri, gerekse üniversiteler bu konuda çıktılar üretiyor, ciddi kafa yoruluyor. Bizler de o çalışmaların birçoğunun içinde bulunuyoruz. 5 senede buralarda çok değerli insan kaynağı yetişti. Bundan sonra teknolojik yatırımların meyvelerini almaya başlayacağız." diye konuştu. Yüksek teknoloji patenti En çok patent başvurularının beyaz eşya, makine ve otomotiv yan sanayi gibi sektörlerde yapıldığını dile getiren Kaya, patent başvurularında son yıllarda yapılan yatırımların da etkisiyle sektörler açısından Türkiye'de bir dönüşüm yaşandığına dikkati çekti. Yüksek teknolojinin giderek daha fazla görülmeye başlandığını bildiren Kaya, şunları kaydetti: "Henüz makine ve otomotiv yan sanayinin önüne geçememiş olsa da elektronik, yazılım, kimya, malzeme, nanoteknoloji gibi daha yüksek teknoloji gerektiren alanlarda da giderek artan patent başvurularının olduğunu görüyoruz. Burada özel ve kamu üniversiteleri ciddi bir katkı sağlıyor. Çünkü oralarda temel bilimler Ar-Ge'si yapılıyor ve oradan çıkan patent başvuruları makine ve elektroniğin çok detayında yapay zeka, nanoteknoloji, ilaç ve biyoteknoloji gibi alanlarda oluyor. 'Biyoteknoloji, elektronik gibi alanlarda daha çok patent başvurusu yapıyor' dediğimiz gün gerçekten Türkiye dönüşümünü sağlamış olacaktır."