Sudan'da ordunun yönetime el koymasının ardından ülkedeki taraflara itidal çağrısı yapılmaya devam edilirken, başta Türkiye, Avrupa Birliği (AB), Birleşmiş Milletler (BM) ve Afrika Birliği olmak üzere birçok ülke ve uluslararası kuruluşlar, Sudan halkının taleplerine kulak verilmesi gerektiğini belirterek sürecin barışçıl bir şekilde yürütülmesi çağrısında bulunuyor.
Hayat pahalılığının 19 Aralık 2018'den bu yana protesto edildiği ve Ömer el-Beşir'in görevi bırakmasının istendiği gösterilere sahne olan Sudan'da cumartesi günü yeniden alevlenen protestoların ardından ordu, dün önemli devlet kurumlarını kuşatarak yönetime el koydu.
Anayasanın askıya alındığını, Başbakanlık, Meclis ve eyalet yönetimlerinin de feshedildiğini belirten Sudan Savunma Bakanı Avad bin Avf, 2 yıllık bir geçiş döneminin başladığını duyurdu.
Bu gelişmelerin ardından dünya genelinde farklı ülke ve uluslararası kuruluşlardan Sudan'da taraflara itidal ve sürecin barışçıl bir şekilde yürütülmesi çağrısı yapılıyor.
Türkiye'den anayasal demokrasiye vurgu
Türkiye, Sudan'da ordunun yönetime el koymasına ilişkin, yaşanan sürecin, anayasal demokrasiye bağlı, halkın isteklerini karşılayacak ve barışçı şekilde yürütülmesi çağrısında bulundu.
Sudan'ın güvenlik ve istikrarının korunmasının tüm bölgenin istikrarı için elzem olduğuna vurgu yapan Türkiye, Sudan'da huzur, istikrar ve güvenliğin temin edilmesi için Sudan halkının yanında olmayı ve desteklemeyi sürdüreceğini açıkladı.
Sudan'daki gelişmelere tepki veren ilk liderlerden biri Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu.
Erdoğan, Sudan'ın, Türkiye ile köklü ilişkilere sahip bir ülke olduğunu vurgulayarak, "Bu köklü ilişkilerimizin tabi ki devamından yanayız. Temennim odur ki, suhuletle, bir kardeşlik ağı içerisinde Sudan bu işi başarmalı ve normal demokratik süreci çalıştırmaya girmelidir diye inanıyorum." ifadelerini kullandı.
Milli uzlaşı temelinde ve barış içinde Sudan'ın bu süreci atlatması gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Çünkü bu ülkeler, bu tür darbelerden çok çekti. Her darbe çok ciddi bir kan kaybıdır. Bu kayba dost, kardeş Sudan'ın muhatap olmasını doğrusu istemem." dedi.
ABD'den barışçıl ve demokratik Sudan çağrısı
ABD yönetiminden Sudan'daki gelişmelere ilişkin yapılan ilk değerlendirmede, bunun Sudan için tarihi bir an olduğu, barışçıl ve demokratik Sudan'ın desteklendiği ifade edilerek, "Sudan halkı, kendisini kimin yöneteceğini kendi belirlemelidir." ifadesi kullanıldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus da ABD hükümetinin Sudan'da demokratik geçiş konusunda destek vermek için ileriki günlerde hükümet yetkilileri ve bu ülkedeki çeşitli paydaşlarla görüşeceğini açıkladı.
Sudan halkını, geçen yıl aralık ayından bu yana yaptıkları "barışçıl protestoları" devam ettirmeye çağıran Ortagus, "Sudan, kendini yeni bir yola sokma şansına sahip ki, bu yolda meşru demokratik seçimler, tüm insan haklarına saygı ve sivillerin yönetiminde bir hükümet de olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan, Sudan'daki mevcut durumun değişken olduğunu vurgulayan ABD yönetimi, Sudan'a yönelik seyahat uyarısının seviyesini 4'e yükselterek, vatandaşlarına bu ülkeye seyahat etmemesi uyarısında bulundu.
"Cevap darbe olmamalı"
Afrika Birliği ise Sudan'ın karşılaştığı zorluklara uygun cevabın ordunun yönetimi devralması olmadığını vurguladı.
Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Musa Faki Muhammed, anayasaya aykırı şekilde yapılan iktidar değişimlerini kınayan ve birlik tarafından 2000'de kabul edilen Lome Deklarasyonu'nu hatırlattı.
Askeri darbelere açık şekilde karşı çıkılan Lome Deklarasyonu'nda, darbelerin yaşandığı ülkelerde sivil yönetim tesis edilene kadar üyeliğin askıya alınacağına işaret ediliyor.
Öte yandan, komşu ülkelerden Etiyopya, Sudan'ın egemenlik ve bağımsızlığına bütünüyle saygı duyduğunu belirterek, "Sudan'daki tüm siyasi tarafların mevcut soruna barışçıl çözüm bulmasını temenni ediyoruz." açıklamasında bulundu.
Açıklamada ayrıca, "Etiyopya, Sudan halkının isteklerini anlamakta, saygı duymakta ve onlarla birlikte durmaktadır." mesajı paylaşıldı.
AB'den Sudan açıklaması
Sudan ordusunun devlet televizyonu ve radyosunu kuşatmasının ardından Avrupa Birliği (AB), ilk olarak gelişmeleri yakından takip ettiğini açıklarken, tüm tarafları şiddetten kaçınmaya davet etti.
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Sudan'da halkın değişim talebinin askeri konsey tarafından karşılanamayacağını, yönetimin sivil hükümete devredilmesi ve bu süreçte taraflara itidal çağrısında bulundu.
Mogherini, "Afrika Birliği Komisyonu Başkanı'nın da (Musa Faki Muhammed) bugün yaptığı açıklamada altını çizdiği üzere, Afrika Birliği Sözleşmesi'nin ilkelerini de ihlal eden askeri konsey, halkın değişim talebini karşılayamaz." değerlendirmesinde bulundu.
İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt da Sudan halkının değişim istediğini ancak bunun gerçek bir değişim olması gerektiğinin altını çizdi.
"2 yıl ülkeyi yönetecek bir askeri konsey buna bir yanıt değil." ifadesini kullanan Hunt, kapsayıcı bir sivil liderliğe hızlı bir şekilde geçilmesine ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Rusya, İran ve Katar
Sudan'daki askeri hareketliliğe ilk tepki veren ülkelerden Rusya'nın ilk açıklaması ise kısa sürede anayasal düzene dönülmesi temennisinde bulunulması oldu.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi de Sudan'da tüm tarafların barışçıl yöntemleri takip etmesi ve taleplerin müzakereler yoluyla dile getirilmesi gerektiğini belirtti.
Katar da Sudan'daki taraflara devletin ulusal çıkarını koruma ve halkın beklentilerini karşılama çağrısında bulundu ve bölgesel ve uluslararası güçlere Sudan'ın birliğine destek olma çağrısı yaptı.
BMGK Sudan için toplanacak
Birleşmiş Milletler (BM) Özel Raportörleri, Sudan'da darbenin ardından getirilen olağanüstü halin (OHAL) kaldırılması ve Sudanlıların anayasal haklarının korunması için orduya acil çağrıda bulundu.
Sudan'da barışçıl gösterilere karşı aşırı güç kullanımını kınayan BM Raportörleri, ülkede "askeri bir konseyin" kurulduğuna dair haberler geldiğini, yetkililerin halkın meşru taleplerine kulak vermesi gerektiğini kaydetti.
Bunların yanı sıra, ABD ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) Fransa, İngiltere, Polonya, Almanya ve Belçika Sudan'da ordunun yönetime el koymasının ardından konseyi toplantıya çağırdı.
BMGK, bugün Sudan'da ordunun yönetime el koyması ve ülkedeki son gelişmeleri görüşmek üzere toplanacak.