Önümüzdeki hafta piyasaya çıkacak ‘Delilikle Öpüşmek’ romanında ise delirmeye karar veren bir profesörü konu alan Yılmaz, bu romanı için de 2 yıl ölüm sessizliğine girdiğini, insanlardan kaçtığını ve sık sık akıl hastanelerine giderek hastaları gözlemlediğini ve hasta yakınları ile çok yönlü konuşmalar yaptığını anlattı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Bursa Edebiyat ve Yazı Akademisi’nin bu haftaki konuğu; dört roman, bir hikâye ve dört çocuk kitabı kaleme alan akademisyen ve yazar Kudret Ayşe Yılmaz oldu.
Bursa Kız Lisesi’nde düzenlenen söyleşide okurlarına ‘kadın yazar olmayı’ anlatan Yılmaz, Tayyare Kültür Merkezi’nde ise ‘Edebiyat ve Senaryo Yazarlığı’ konulu bir konuşma yaptı. Kız Lisesi’ndeki söyleşide öğrencilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Yılmaz, yazarlık serüveninin nasıl başladığını, eserlerini nasıl kaleme aldığını ve öğrencilerin merak ettiği daha birçok konuyu anlattı.
3 romanımı yaktım
Yazarlık serüveninin çok okumakla başladığını, hatta çok okumaktan gözleri bozulduğu için ailesinin 8-9 yaşlarında okumasına kısıtlama getirdiğini ifade eden Kudret Ayşe Yılmaz, bugün kütüphanesinde 10 binin üzerinde kitap bulunduğunu, evde iki odasının tamamen kitaplarla dolu olduğunu söyledi.
Yayınlanan ilk romanı ‘Orobanhiyye’den önce yazdığı 3 romanı, yüzlerce yazı ve şiirini yaktığını belirten Yılmaz, “Onlar benim sırrımdı ve ben sırlarımı ifşâ etmek istemedim. Ancak ‘Orobanhiyye’deki kadın karakter o kadar güçlüydü ki, romanı yakmama izin vermedi.” dedi.
Artık bir kitabının yayınlanması yönünde çevresinde oluşan beklentileri de dikkate alıp, ilk romanını Ötüken Neşriyat’a gönderdiğini ifade eden Yılmaz, “Yayınevine binlerce kitap geliyor. ‘Bu kadar kitap içinde benimkini alıp okuyacaklar ve basacaklar’. Ben buna hiç inanmıyordum. Çünkü referans olan veya aracılık eden kimse yok. Ancak bir gün evde otururken telefonum çaldı, kitabımı okuduklarını ve yayınlamak istediklerini söylediler. Daha birçok şey söylediler ama ben gerisini duymadım bile. İşte gerçek mutluluk buymuş” diye konuştu.
Hafıza kaybettiren kitap
Yaklaşık 3 yıllık bir çalışmanın ürünü olan ‘Mühür Kuyusu’ adlı romanının da kendisi üzerinde derin izler bırakan bir eser olduğunu dile getiren Yılmaz, bu romanı yazdıktan sonra yaklaşık 3 ay kısmi hafıza kaybı yaşadığını anlattı. Hazreti Muhammed’in kaybolan yüzüğünün anlatıldığı bu eserin, diğer peygamberlerin hayatlarını, tasavvuf terimlerini, divan şiirinden örnekleri ve Kerbelâ’yı içerdiğini ifade eden Yılmaz, çağdaş romanda münazara tekniği ile kaleme alınmış ilk roman olan ‘Mühür Kuyusu’nun Kültür Bakanlığı tarafından ödüllendirilen bir eser olduğunu hatırlattı.
Akıl hastanesinden çıkan eser
Öğrencilerin; “Uzun süredir neden konferans, söyleşi ve imza günü yapmadınız?” şeklindeki sorusunu cevaplayan Yılmaz, merakla beklenen son romanının da müjdesini verdi. Son iki yıldır “Delilikle Öpüşmek” adını verdiği yeni romanı üzerine çalıştığını belirten Yılmaz, “Bu romanı yazmak için sık sık akıl hastanesine gittim. İleri derecedeki hastaları gözlemledim. Hastaların akrabaları ile çok yönlü konuşmalar yaptım. Bu romanda delirmeye karar veren bir profesörün adım adım mazisine uzanan yolculuğunu yazdım. İleri derecede sosyopat olan karakter gibi düşünebilmek için âdetâ bir ölüm sessizliğine girdim, insanlardan kaçarak bu profesör gibi düşünmeye odaklandım. Şu an baskıda olan kitabım Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin 20 Aralık’taki Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluşacak ve okurlar Türk edebiyatında daha evvel uygulanmamış iki sürprizle karşılayacak.” dedi.
Kudret Ayşe Yılmaz, “Ay Işıyınca” adlı Siyer’in birkaç ay içinde matbaaya gideceğini de okurlarına müjdeledi.