TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Aslında, Birinci Meclis’in açılışında gözyaşlarıyla dua eden milletimizin oluşturduğu tablo, 15 Temmuz darbe girişiminde milli ve meşru idareyi, TBMM’yi ve aslında vatanını korumak için tankın önüne çıkan, silahlara göğüslerini siper eden milli direnişle aynı ruh kökünden neşet etmektedir." dedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM'nin açılışının 99'uncu yıl dönümü dolayısıyla Ulus'taki Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinde tören düzenlendi.
Törene TBMM Başkanı Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti Grup Başkanvekilleri Cahit Özkan ve Muhammet Emin Akbaşoğlu, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç ile milletvekilleri katıldı.
Tören, Birinci Meclis'te ilk konuşmayı yapan Sinop Mebusu Şerif Bey'in konuşmasının ses kaydının dinletilmesi, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
TBMM Başkanı Şentop, yaptığı konuşmada, tarihin nesnesi haline getirilmek istenen Türk milletinin 99 yıl önce Birinci Meclis'ten "Ya istiklal ya ölüm" diye haykırdığını, istiklal ve hürriyet mücadelesini yükseltenleri, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Birinci Meclis azaları olmak üzere şükranla andığını söyledi.
Birinci Meclis'in, istiklal ve hürriyet iradesinin cisimleşmiş hali olduğunu belirten Şentop, "Türkiye Büyük Millet Meclisinin özünü, nüvesini teşkil eden bu çatı, sadece aziz milletimiz için değil, dünyanın bütün ezilenleri için ilham kaynağı olan milli mücadelemizi de bizzat yöneten merkezdir." ifadelerini kullandı.
Şentop, çatısı altında bulunulan meclisin, vatanın en zor günlerinde teşekkül etmiş, Türkiye’yi istiklale taşıyan Milli Mücadele iradesinin merkezi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
"Samsun’da başlayan, Havza, Amasya, Erzurum, Sivas güzergahları takip edilerek Ankara’ya kadar ulaşan istiklal ve hürriyet mücadelesinin zirvesi, çatısı altında olduğumuz Büyük Millet Meclisinin açılmasıdır. O tarihte bozkırın ortasında 20 bin nüfuslu bir vilayet olan Ankara, böylece mukaddes bir vazife merkezi haline gelmiştir. Meclis-i Mebusan’ın 16 Mart 1920’de İngiliz askerleri tarafından basılması ve ardından 11 Nisan 1920 tarihinde Meclis-i Mebusan’ın feshedilmesi milli iradenin karargahının Ankara olacağının ispatı ve teyidi olmuştur."
15 Temmuz vurgusu
Şentop, Birinci Meclis'in, Ankara’ya kimlik kazandıran Hacı Bayram Veli'nin manevi huzurunda kılınan cuma namazının ardından binlerce insanın sevinç gözyaşları ve dualarla açıldığını aktararak "Aslında, Birinci Meclis’in açılışında gözyaşlarıyla dua eden milletimizin oluşturduğu tablo, 15 Temmuz darbe girişiminde milli ve meşru idareyi, TBMM’yi ve aslında vatanını korumak için tankın önüne çıkan, silahlara göğüslerini siper eden milli direnişle aynı ruh kökünden neşet etmektedir. Bu vesileyle milli iradeyi, vatanını ve istikbalini korumak için hayatından geçen bütün şehitlerimizi, rahmetle ve minnetle anıyorum." diye konuştu.
Kuruluşunun 99. yıl dönümünün kutlandığı meclisin, tıpkı bugün olduğu gibi milletimizin bütün renklerini bir zenginlik olarak bünyesinde barındıran bir yapıya sahip olduğunun altını çizen Şentop, şöyle devam etti:
"Asker, yönetici, memur, din adamı, öğretmen, doktor, eczacı, aşiret reisi, diplomat, emniyet mensubu, çiftçi, esnaf gibi değişik meslek gruplarından milletvekili bulunuyordu. Hepsinin ortak ideali, göklerimizde hür bir şekilde dalgalanan ay yıldızlı bayrağımızın altında bağımsız bir şekilde yaşamaktı. Bu vesileyle bir daha tekrar etmekte fayda görüyorum ki Türkiye ancak farklılıklarını çatışma bahanesi değil, zenginleşme imkanı olarak gören bir anlayışla ilerleyebilir. Dar ve daraltıcı bir bakış açısıyla bu ülkeye bakmak, geçmişte acısını çektiğimiz bir illettir. Bu çatıdan bize miras kalan anlayış, farklılıklarımıza rağmen Türkiye’den yana olmayı, aynı bayrak altında eşit vatandaşlar olarak yaşama iradesini zorunlu kılmaktadır."
"Çocuklar bize Allah’ın emanetidir"
Şentop, bugünün sadece Milli Egemenlik Bayramı olmadığına, aynı zamanda çocukların bayramı olduğuna dikkati çekerek milletin ve vatanın istikbali olan çocukların yaşamın en önemli yerine yerleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.
"Çocuklarına ve gençlerine önem vermeyen bir millet, yok olmanın eşiğindedir." diyen Şentop, başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere bütün bakanlık ve sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düştüğünün vurguladı. Şentop, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Çocuklarımızla ilgili çabamızı, modern hayatın ve dijital dönüşümlerin doğurduğu yeni sonuçları göz önüne alarak güncellemeliyiz. Dijital dönüşümün ve internetin geldiği aşama, bizleri acil önlemler almaya ve gerekli düzenlemeleri yapmaya zorlamaktadır. Ayrıca, çocuk suçluluğunda ve çocukları hedef alan suçlarda bir artış görülmektedir. Bu hususlarda, özellikle çocuklara yönelik suçlarda TBMM başta olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımız daha etkin bir çalışma yapmalıdır. Çocuklara yönelik suçlarda katı, tavizsiz ve hızlı süreçler yürütülmelidir çünkü çocuklar bize Allah’ın emanetidir.
Şentop, tarihin tekerrür ettiğini iddia edenlerin aksine aynı kanaatte olmadığını ifade ederek tarih sürecinde benzer hataları yapmanın benzer sonuçlar doğuracağını söyledi.
Tarihin parlak ve gurur veren dönemlerini husule getiren tavırlar içinde olmanın, parlak neticeler getireceğini belirten Şentop, "Bugün bu çatı altında 99 yıl öncesinden yankılanan gür sesin bize bıraktığı miras da tam da budur. Bu miras bize, her türlü ve çeşitli kılıklarda Türkiye’ye yönelmiş tehditlere karşı birlik olmayı, direnmeyi, kararlılıkla hareket etmeyi ve karar verirken daima millete dayanmayı öğütlemektedir." dedi.
Bölgesel ve küresel anlamda sözüne kulak verilen güçlü bir devlet olmayı istiklal, hürriyet ve aziz milletimiz için gayret göstermiş şehit ve gazilere borçlu olunduğuna dikkati çeken Şentop, şunları kaydetti:
"Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 99. yıl dönümünde, başta ilk Meclis Başkanımız, Milli Mücadele'nin lideri ve Cumhuriyet'imizin banisi Gazi Mustafa Kemal ve Birinci Meclis’te kurtuluş mücadelesine omuz veren bütün milletvekillerimiz başta olmak üzere bu çatı altında görev yapmış olan, vatan, millet, bayrak ve devlet uğruna şehit düşen, gazi olan, son olarak 15 Temmuz hain darbe ve işgal darbe girişimine karşı dururken makamların en yücesine ulaşan her bir vatan evladını rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum. Bu düşüncelerle milletimizin Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyor, her geçen yılın demokrasimizin kökleşmesine, milletimizin refah ve selametine, devletimizin kudretine, yeniden büyük Türkiye davamızın muzafferiyetine katkı yapması ümidiyle, temennisiyle hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum."
Konuşmasının ardından Şentop, Meclis Özel Defteri'ni imzalayarak beraberindekilerle Birinci Meclis'in bahçesinde Ankara Kulübü çocuk seğmenlerinin gösterisini izledi ve fotoğraf çektirdi.