Baykar Savunma Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar, Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programında canlı yayına katıldı.
Programda T3 Vakfı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yardım aldığı iddialarına açıklık getiren Bayraktar, “Önce nakit aldı diyorlardı. Sonra nakit değil dediler, destek almaya çevirdiler biz itiraz edince. Önce para aldı dediler. Seçim döneminde kirli kampanya başlattılar. Mahkemeye verdik. Bırakın para almayı, biz para verdik, emek verdik. Ben parayı o kadar kıymetli görmem. Biz Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı olarak şöyle düşünün. Bir pandemi var, pandemi hastaneniz var, devletin hastanesi var. Orada bir vakıf gönüllü doktorları organize etmiş. Onlara da geçinebilecekleri kadar maddi imkan sağlamış. Ama gönüllüler. Bizim öğrencilerimiz var. Bunlar gitmişler, devletin hastanesinde ücretsiz ekipmanlarıyla gitmişler hastaları tedavi etmişler. Hastaneye ilave bölümler yapılmış, orada da hastaları tedavi etmişler. O hastane devletin, pandemi bittiğinde oradan ayrılmışlar. Bu doktorlar ne yapmış? Kriz sırasında yaraya merhem olmak için hizmet vermişler, destek vermişler. Vakıf para harcamış, emek vermiş, bunu organize etmiş. Siz tutup diyorsunuz ki; ee siz buradan destek aldınız. Ya ben hizmet verdim. Bu hizmeti bu kurum yaptı. Ben bu hizmeti ne olarak yaptım?” ifadelerini kullandı.
"Tüm toplum inanırsa Devrim otomobillerinin önü kesilmez, Nuri Demirağların önü kesilmez"
T3 Vakfı’nın bin 500 öğrenciye eğitim verdiğini anlatan Bayraktar, “Bu öğrenciler kimler? A partisinde, B partisinden öğrenciler değil. Bunlar sınavla, belki o iftirayı konuşanların akrabaları da bizden eğitim alıyorlar. Bilmiyoruz, bizi de ilgilendirmiyor açıkçası. Bizim misyonumuz, tam bağımsız müreffeh güçlü Türkiye için milli teknoloji hamlesini geliştirmek. Tüm toplum buna inanırsa Devrim otomobillerinin önü kesilmez, Nuri Demirağların önü kesilmez. Bu geçmişten gelen köklü bir bir taassubu ifade ediyor bize” şeklinde konuştu.
"T3 Vakfı olarak en başından itibaren kimseden bağış kabul etmedik"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile geçmiş dönemden gelen bir protokolleri olduğunu hatırlatan Bayraktar, “Belediyenin yönetimi değiştiğinde biz siyasi bakmadığımızdan dedik ki biz devam edelim. Onlar da zaten devam etmek istediklerini bildirdiler. Hatta belediye bizim Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığındaki İstanbul Belediyesi, TEKNOFEST’te de ortağımız, paydaşımız. Bu eğitimin de Türkiye’de benzeri yok. Ne eğitimi veriyoruz? Yapay zeka, robotik. Çocuklar akşama kadar telefonlarıyla birbiriyle vakit geçiriyorlar. Bunu yapmak yerine çocuk fiziği, matematiği, kavraması zor olan soyut kavramı robotik ile oyun oynar gibi öğreniyor. Kodlamayı öğreniyor. Nerede öğreniyor? Biz dedik ki, ufak yerlere ihtiyacımız var. Belediyenin internet kafe olarak kullandığı atıl yerler. Bugün artık bir geçerliliği yok. Sizin böyle yerleriniz, bizim de böyle eğitmenlerimiz var. Biz T3 Vakfı olarak en başından itibaren kimseden bağış kabul etmedik” diye konuştu.
"Biz üstüne eğitmen veriyoruz, destek veriyoruz ama destek almış gibi gösterilmeye çalışılıyoruz"
Seçim malzemesi olarak kullanılan rakamların köpürtüldüğünü vurgulayan Bayraktar, “Bakın biz üç yılda 4 milyon 250 bin liraya yakın para verdik. Bunun bir kıymeti de yok onu söyleyeyim. Biz vakıf olarak böyle bir harcama yaptık, bunun bir kıymeti yok benim gözümde açıkçası. İnsanların gönülden verdiklerini parayla ölçemezsiniz. Şimdi burada eğitim görenler, bir sınava giriyorlar. Buna inanılmaz ilgi var. Onlardan en başarılı kesim seçiliyor. Belediyenin yerinde, bizim öğretmenlerimiz tarafından eğitim görüyorlar. Biz üstüne eğitmen veriyoruz, destek veriyoruz. Ama destek almış gibi gösterilmeye çalışılıyoruz. Bu siyasette özellikle siyasette böyle dediğinizde karşı taraf zaten bunu açıklayana kadar yalan dünyada üç tur atacağından siz yol almış oluyorsunuz. Biz bunu mahkemeye verdik hemen” açıklamalarında bulundu.
"Belediye ile protokol feshedilecek"
Hayatını İHA ve SİHA için vakfettiğini söyleyen Bayraktar, “Benim 4 senem Güneydoğuda geçti, 40 metrekare bir odada 10 sene yaşadım. En son damat olduktan sonra Zeytin Dalı Harekatında hangarda 4 ay yattım. Kabinde, konteynırda uçağın başından 100 metre uzaklaşmadım. Ondan sonra siz tutuyorsunuz diyorsunuz ki sen şöyle yaptın böyle yaptın. Ya ben para verdim, emek verdim. Paranın da kıymeti yok ki. Ruhunu koymuşsun bu işe, bu çocuklar da koymuş. Sen tutuyorsun, oturduğun yerden kirli siyasetine alet etmeye kalkıyorsun. Biz de bunun üzerine çağrıda bulunduk. Dedik ki, burada bir hukuksuzluk varsa, biz bu işi belediye ile ortak yapıyoruz. Yani Ekrem İmamoğlu’nun, CHP’li Belediye Başkanı’nın başkan olduğu İstanbul Belediyesi ile ortak yapıyoruz. Bir hukuksuzluk varsa bir kere iki taraf da yanlış yapıyor. Böyle bir şey yok ama alınan bir destek de yok. Eğer bir suç varsa, madem partilerinin CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı diyor ya bu kadar paralar vakfa verildi. Varsa bu İBB ile beraber yapılıyor. Biz buna iftira diyoruz. Dedik ki, İmamoğlu’na çağrıda bulundum. Lütfen bu iddiaları tekzip edin. Etmeyecekseniz iki sebepten olabilir. Bir, siyasi olarak oraya mecbur kalıyorsunuzdur, çünkü beraber yapıyoruz bu hizmeti. Zaten mahkemeye vermişim. Bu yeni yazdığı şeyleri de ilave delil olarak mahkemeye sunacağım. Ya da seçim öncesi bu iftiralara sessiz kaldı. Sonrasında buradan çok yakın zamanda dene-yap atölyelerinde pandemi kapsamında genç kardeşlerimiz orada siperlik yaptılar. Onun reklamını yaptı Twitter hesabında. Bir taraftan pozitif anlamda reklamını yapıyor, bir taraftan da iftira maruz kaldığında sessiz kalarak burada da siyasi gayri samimi durum ortaya çıkıyor. Bizim bunu kaldırabilmemiz mümkün değil, biz de dedik ki şayet açıklama gelmezse protokolü feshediyoruz. Ben de arkadaşlarımla konuştuk, bundan sonra da bu protokol feshedilecek”
"Üç kuruşluk yer verildi diye, bu kadar siyasete alet edilmek açıkçası çok koyuyor"
İBB ile sözleşmenin feshedilmesinin ardından eğitim gören çocukların durumuna ilişkin soruyu da yanıtlayan Bayraktar, “Allah’ın izniyle biz sıkıntıda kalmayız. Bu milletin bu şartlarda, bu işlere yapılacak teveccühü çok büyük. Gerekirse siz burada stüdyonuzu verirsiniz biz burayı dene-yapa çevirir eğitimi yaparız. Bize lazım olan yerler çok büyük yerler değil. 100 metrekare, 200 metrekare yerler. Yeter ki bu çocuklar kodlamayı sevsin, yapay zekayı sevsin. Bu malzemeler de çok büyük bedeller tutmuyor. Ben bu seferberlikten gördüğüm, solunum cihazından gördüğüm şeyden dolayı böyle konuşuyorum biraz. Yeter ki iyi niyet olsun, herkes zaten seferber olur. Üç kuruşluk yer verildi diye, bu kadar siyasete alet edilmek açıkçası çok koyuyor. Bunu kaldıramıyoruz, dolayısıyla feshediyoruz. Sessizlik de açıkçası koyuyor” dedi.