Tarih: 12.01.2021 12:05

Sapanca Gölü can çekişiyor

Facebook Twitter Linked-in

Sakarya'nın içme suyu ihtiyacının yüzde 90'nının, Kocaeli'nin ise su ihtiyacının yüzde 15'inin karşılandığı Sapanca Gölü'nde, beklenen yağışların başlamaması sebebi ile seviye her geçen gün düşüyor.

Gölde su miktarı, ise kritik seviye sayılan 30.25 metre koduna gerileyerek adeta kırmızı alarm vermeye başladı.

Kış aylarına girilmesine rağmen yağışların başlamaması ve gölü besleyen dere ile kaynak sularını işleten firmaların çok olması göldeki su seviyesini giderek düşürdü. Sakarya Atlantis Su Sporları Kulübü Başkanı ve dalış eğitmeni ise su üstü kadar su altınında tehlikede olduğunu belirterek göldeki su çekilmeye devam ederse canlı popülasyonunun da bu durumdan etkileyeceğini vurguladı. Su altından ve havadan görüntülenen gölde çekilen su ile birlikte kayıkların karaya oturduğu, iskelelerin ise ortada kaldığı görüldü.

Su azalıyor, gölü kaybetmeye başladık

Göldeki suların bilinçli tüketilmesi gerektiğini belirten Sakarya Atlantis Su Sporları Kulübü dalış eğitmeni Erdal Güler, “7-8 yıldır dönem dönem bu şekilde çekilmeler yaşanıyor kuraklıktan dolayı. Hatta 2013 senesinde bundan daha büyük bir çekilme gerçekleşmişti. Yağmurlar devam etmezse 2013’tekinden daha kötü bir çekilmeyle karşı karşıya kalabiliriz. Şuan ki kot seviyesinin 30 metreye yaklaştığını duyduk. Alınması gereken önlemler, bu suyu kim kullanıyorsa gerek vatandaş gerek fabrikalar gerek derelerin önünü kesen su fabrikaları kim kullanıyorsa bunu bilinç olarak kullanması gerekiyor. Göl suyu artık azalıyor, gölü kaybetmeye başladık. Her sene kullanılıyordu bu göl fabrikalar tarafından, insanlar tarafından ama bilinç yoktu. Sadece 7 senede 8 senede bir olan kuraklıklardan dolayı, suların çekilmesinden dolayı göl gündeme geliyor” dedi.

Gölün kaybedilmesi halinde bu spordan mahrum kalacağız

Göldeki su azalmasının artması durumunda su altındaki güzelliklerden mahrum kalınacağını belirten Güler, “Ben kendim su altı fotoğrafçılığı da yapıyorum. Bu şekilde gölde su çekimleri devam ederse, gölü kaybedersek bundan sonra bu güzellikleri göremeyebiliriz, fotoğraflayamayabiliriz. Bilinçli olmamız lazım, suyun altı bambaşka bir dünya, girdiğiniz zaman yukarıda ki her şeyi unutuyorsunuz, tüm dertler tasalar yukarıda kalıyor. Gölün kaybedilmesi halinde bu spordan mahrum kalacağız. Mahrum kalacağız derken de illaki bu sporu yapacağız ama burada elimizin altındaki bu güzelliği kaybedeceğiz. Diğer illerimize belki de yurt dışına yönelmek zorunda kalabiliriz” diye konuştu.

Yüzerek girdiğimiz noktalardan şuan yürüyerek hareket ediyoruz

Daha öncelerinde dalış yaptıkları noktalarda şuan yürüyerek hareket ettiklerini aktaran Sakarya Atlantis Su Sporları Kulübü Başkanı Yusuf Serdar Aldanmaz, “Gölün şuan ki durumu vatandaşlarımızı ve bizi üzmekte bundan dolayı biraz daha insanların dikkatin çekmek adına gölle alakalı kısa tanıtımlar yapmak istiyoruz. Gölümüzün ortalama derinliği 55 ile 65 metre arasında değişiyor. Yaklaşık 3 aylık süreçte 2 metre kadar su çekildi. Derinlikte otomatikman etkilendi bundan. Daha önce dalış yaptığımız, yüzerek girdiğimiz noktalardan şuan yürüyerek hareket ediyoruz, tekneler zaten karaya oturmuş pozisyonda. Otomatikman canlılar ve gölün temizliğini, oksijen bakımından zenginleşmesini sağlayan sazlıklarımız var ve bu sazlıklarda kuruma noktasına gelmiş pozisyonda şuan. Gölü koruyabilmek adına toplumsal olarak bir harekete geçmemiz gerektiğini düşünüyoruz artık” şeklinde konuştu.

Göl ciddi şekilde zarar görmeye başladı

Sapanca Gölü’nün Türkiye’deki nadir göllerden biri olduğunu ve son zamanlarda ciddi zarar gördüğünü belirten Aldanmaz, “Göl dünyada nadir olan göllerden bir tanesi ve Sakarya’nın en büyük zenginliklerinden bir tanesi, kendini yenileyebiliyor, su altından beslene biliyor ve Kırkpınar, Yanık tarafından dağlardan gelen derelerle beraber göl beslenebiliyor. Fakat dağlardan gelen derelerin önünün kesilmesiyle beraber göl beslenemez hale geliyor sadece kendini yenileyebilmesi için su altından gelen kaynağa kalıyoruz. Su şirketleri derelerin önünü kesiyor, fabrikalar kuruluyor aynı zamanda İzmit’teki fabrikaların bazılarının da su çektiğini biliyoruz. Bu unsurların su çekmesiyle birlikte gölün seviyesi otomatikman düşüyor. Tarımsal olarak kaçak şekillerde sulamalarda da kullanıldığından dolayı göl ciddi şekilde zarar görmeye başladı bu son zamanlarda” ifadelerini kullandı.

Su çekilmeye devam ettiği zaman bu canlılar yok olacaktır

Gölde ki canlı popülasyonunun da su çekilmelerden etkileneceğini belirten Aldanmaz, “Canlı popülasyonumuz zengin gölde birçok balığımız var. Yayın, Sazan, Turna Balığı, Kızılkanat Kaptırga ve insanlarımızın ıstakoz yiyebildiği tatlı su kereviti diye bir kerevitimiz var. Göl çok zengin bir bölge aslında sualtındaki otlarla beraber normal temizliğini kendi sağlayabilir. Fakat su çekilmeye başladıktan sonra kirlilikte doğru orantıda artmaya başlıyor. Suyun altındaki canlıların birçoğunu görebiliyoruz Yayın, Sazan, Turna Balığı vesaire bunlarla çok fazla karşılaşa biliyoruz. Ama su çekildiği zaman bu canlılar yok olacaktır veya kıyı balıkçığı yapan vatandaşlarımız var. Daha önceden kıyıdan olta attığı noktalarda artık oltayı attıklarında kancaları dibe değecek pozisyonlarda dahi değil. Ciddi anlamda canlı popülasyonu da sarsılmış pozisyonda şuan” dedi.

Toplum olarak hassasiyet göstermenin zamanı geldi

Çevre temizliğinin öneminden bahseden Aldanmaz, “Suların çekilmesiyle birlikte sazlıklar gidiyor, sazlıkların gitmesiyle beraber de kıyı bölgelerde bulunan suyun zenginleşmesini, oksijen bakımından daha verimli olmasını sağlayan otlarda ölmeye başlıyor mevsimsel geçişlerle beraber bunları yenilenmesi ve sürdürülebilmesi önemli. Çevre temizliği bizim en hassas olduğumuz noktalardan biri, vatandaşlarımız geldiğinde göl kenarında çevre temizliğine özen gösterirlerse gölümüzü çok daha uzun bir süre kullanabiliriz. Gölde sular çekildiği zaman bir takım aktiviteler aksamaya başlıyor. Aktif olarak spor yapan kişiler var. Kürek sporu Sakarya’nın en yaygın ve en tanınmış sporlarından bir tanesi. Kişiler ve sporcular gelip kullanabiliyor ama sular çekildiği zaman kürek sporu veyahut açık su yüzme yapan kişiler bundan biraz daha etkilenebiliyorlar. Bizlerde tüplü dalış yapan bir kulüp olarak, dalışlara girdiğimiz zaman suların çekilmesiyle beraber bu aktiviteden uzaklaşmak durumunda kalıyoruz. Gelecek nesillere bunun aktarılabilmesi, tüplü dalışın sürdürülebilmesi ve gölün zenginliklerinin korunabilmesi adına toplum olarak hassasiyet göstermenin zamanı geldi diye düşünüyorum” diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —