Bursa’da özel bir hastanede hemşire olarak çalışan genç kadın, iş sözleşmesinin haksız yere feshedildiğini belirterek 9. İş Mahkemesi’nde dava açtı.
Davacı hemşire, hastanede haftanın 7 günü günde 9 saat, dini-milli bayram ve genel tatil günleri dahil olmak üzere çalıştığını, banka promosyonlarının ödenmediğini, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve banka promosyonu alacağının davalıdan tahsilini istedi.
Davalı hastane işletmecisi ise davacının hemşire olarak çalıştığını, ücretinin bordrolarda göründüğü gibi olduğunu, iş sözleşmesinin kendisi tarafından devlet memurluğu ataması yapılması sebebiyle feshedildiğini ileri sürdü.
Çalışma saatlerinin hafta içi 08.00-17.00 hafta sonu 08.00-14.00 saatleri arası olduğunu, kayıtlara göre yıllık 270 saati aşan çalışma olduğunda ücretinin bordrolarına yansıtılarak ödendiğini, hemşire olan davacının görevi gereği klasik mesai saatlerinin dışına çıkılmasının veya değişiklik göstermesinin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.
6 aydan kısa zamanlarda denkleştirme esasının uygulandığını, davacının görevi sebebiyle kendisine bölüm farkı ücreti ve prim ödendiğini, bu ödemelerin hesaplamadan düşülmesi gerektiğini, banka promosyonu adı altında bir uygulamaları olmadığını savunarak, davanın reddini istedi.
Tarafları dinleyen Bursa 9. İş Mahkemesi, davanın reddine hükmetti. Kararı davacı hemşire temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Daire, oy birliği ile aldığı kararla; ücret bordrolarında yer alan “bölüm farkı ödemelerinin” fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücretinden mahsup edilemeyeceğine hükmetti.
Kararda şöyle denildi:
“İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı tarafından sunulan günlük giriş-çıkış saatlerini gösterir kayıtlara göre fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti hesaplanmış, ibraz edilen bordrolar uyarınca ödenen bölüm farkı ve nöbet ücretinin mahsubu halinde davacının fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti alacağının kalmadığı belirtilmiştir. Aynı raporda bölüm farkı ödemeleri giydirilmiş ücret hesabında da dikkate alınmıştır. Davacıya bölüm farkı adı altında yapılan aylık ödemeler fazla çalışma ve hafta tatili ücreti ile ilgisi olmayan ücretin eki niteliğinde ödemeler olup, mesaiye bağlı bir ödeme değildir. Bu nedenle bölüm farkı ödemelerinin hesaplanan fazla çalışma ve hafta tatili ücretinden mahsubu hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”