MSB’den ABD yaptırım kararına ilişkin açıklama

MSB’den ABD yaptırım kararına ilişkin açıklama

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), NATO ittifakının güvenliği ile bağdaşmayan yaptırım kararını kınadıklarını açıkladı.

MSB’den ABD yaptırım kararına ilişkin yapılan açıklamada, “ABD’nin, ülkemizin S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma sistemi tedariki nedeniyle, müttefiklikle, mevcut askeri, politik gerçeklerle ve NATO ittifakının güvenliği ile bağdaşmayan yaptırım kararını kınıyoruz” denildi.

“Bir NATO üyesi ülkeye yaptırım uygulanmasının müttefiklik ruhuna zarar vermenin ötesinde müttefikler arasındaki güveni kökünden sarsacağı açıktır” denilen açıklama şöyle devam etti:

“Ciddi bir hava ve füze tehdidi altındaki ülkemizin ve 83 milyon vatandaşımızın hava ve füze savunması dâhil güvenliği için gerekli her türlü tedbir alınmakta ve alınacaktır.

Bunu yaparken başta NATO olmak üzere tüm müttefiklerimize karşı taahhütlerimizi de eksiksiz olarak yerine getirmekteyiz.

Müttefiklerimizden de ülkemizin ve milletimizin güvenlik ihtiyaçlarını görmelerini, anlamalarını beklemek hakkımızdır.

Türkiye için S-400 tedariki defalarca ifade edildiği üzere bir tercih değil zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır.

S-400’ün NATO sistemlerine veya NATO sistemlerine bağlı milli sistemlere entegre edilmeyeceği ve diğer NATO ülkelerinde bulunan Rus menşeili sistemler gibi kullanılacağı müttefiklerimize bildirilmiştir.

S-400’ler ile F-35’lerin etkileşiminin gerektiğinde NATO’nun da dâhil olacağı bir çalışma grubunda görüşülmesi teklifimiz halen masadadır.

Sorunun çözümünün tartışılması yerine yaptırım uygulanmasının seçilmesinin çözüme değil çözümsüzlüğe doğru atılan bir adım olduğu iyi görülmelidir.

Bu yaptırım kararı ülkelerimiz arasındaki ittifakın tüm değerlerini sarsmıştır. Ancak ülkemizin ve asil milletimizin savunma ve güvenliğini sağlamaya yönelik çalışmalara azim ve kararlılıkla devam edilecektir.

Kore savaşından bu yana müttefikimiz olan ABD ile mevcut askeri, politik durum çerçevesinde bölgesel ve küresel savunma ve güvenlik konularında iş birliği ve dayanışmaya dönülmesi, ülkelerimiz yararına olduğu gibi bölgesel ve küresel barış ve güvenliğe de önemli katkılar sağlayacaktır.”