Tarih: 23.05.2018 13:48

Molla Fenari ona bir çınarın altında yetişti, bu çınar 'Dua Çınarı'ydı

Facebook Twitter Linked-in

Osmanlı’nın ilk şeyhülislamı olan Molla Fenari, Somuncu Baba “sırrım açığa çıktı” deyip Bursa’yı terketme kararı alınca peşine düşüp onu bir çınarın altında yakaladı. Ama ne ettiyse Somuncu Baba’yı kararından vazgeçiremedi. Osmanlı’nın ilk şeyhülislamı olan Molla Fenari, Somuncu Baba “sırrım açığa çıktı” deyip Bursa’yı terketme kararı alınca peşine düşüp onu bir çınarın altında yakaladı. Ama ne ettiyse Somuncu Baba’yı kararından vazgeçiremedi. “O zaman” dedi, madem gidiyorsun Bursalılar’a bir dua edip öyle git”. Somuncu Baba o günden sonra adı “Dua Çınarı” kalan ağacın altında ellerini Allah’a açtı ve... MOLLA FENARİ Molla Fenari 1350 senesinde Horasan’ın Maveraünnehir bölgesinde , Fenar kasabasında doğdu. İlk tahsilini babası verdi. Ve yine babası Hamza ve Şeyh Hamid-i Veli’den tasavvuf dersleri aldı. Gençliğinde tahsilini arttırmak amacıyla Mısır’a gitti. Burada dönemin büyük alimlerinden, kozmoğrafya , matematik ve diğer bilimlerle ilgili dersler aldı. Tahsilini tamamladıktan sonra Anadolu’ya giderek Bursa’ya yerleşti. Bursa’ya geldikten sonra 1369 senesinde Manastır Medresesi’ne müderris, bir süre sonra da Bursa’ya Kadı oldu. Molla Fenari Sultan 2. Murad tarafından Müftiyyu’l-enam ünvanıyla Osmanlı’nın ilk şeyhülislamı olarak tayin edildi ve bu üç görevi birlikte yürüttü. İlmi halk arasında şöhret buldu. Cuma günleri camiye giderken halk onu selamlamak için geçtiği yollarda izdiham oluştururdu. Molla Fenari bir ara Sultan Murad ile aralarında çıkan bir münazaradan sonra Sultana gücenerek , Bursa’daki hizmetlerini bırakıp Karaman’a gitti. Karaman Beyi ona çok iltifat ve ihsanda bulundu. Ders okutması için ricacı oldu. Molla Fenari orada ders verip çok sayıda talebe yetiştirdi. Karaman Beyinin kızı Gül Hâtun ile evlendi, iki oğlu, iki kızı oldu. Sonra Osmanlı Sultanının daveti üzerine tekrar Bursa’ya geldi. Eski hizmetlerine devam etti. İki oğlu da, kendisi gibi alim olarak yetişti. Onlar da Bursa’da kadılık yaptılar. 1419 yılında, ilk defa Hicaz’a gidip hac yaptı. Kudüs’ü de ziyaret ettiği bu hac yolculuğundan dönerken Mısır Sultanı Melik Müeyyid, Mısır’da kalarak ders vermesini rica etti. Bir müddet kalıp, ders okuttu. Çelebi Sultan Mehmed’in daveti üzerine yeniden Bursa’ya geldi ve ömrünü burada tamamladı. Molla Fenari’nin gençliğinden itibaren tasavvufa karşı derin bir ilgisi vardı. Özelikle Somuncu Baba’dan çok feyz aldı. Büyük bir veli ve yüksek alimlerden olan Somuncu Baba, önceleri Bursa’da yaptırdığı fırında pişirdiği ekmekleri satarak geçinirdi. O sırada Molla Fenari de Bursa’da kadılık yapıyordu. Somuncu Baba’nın ilimdeki ve velilikteki üstünlüğünü bilenlerdendi. Sultan Yıldırım Beyazıt, Niğbolu zaferinden sonra Bursa’da Ulu Cami’yi inşa ettirmeye başlamıştı. İnşaat sırasında, camide çalışan işçilerin ekmek ihtiyacını Somuncu Baba karşılıyordu. İnşaat bitip açılış günü geldiğinde, Cuma hutbesini okumak üzere Padişahın damadı büyük alim ve veli Seyyid Emir Sultan’a görev verildi. O gün Ulu Cami’nin açılışında Molla Fenari de vardı. Emir Sultan, kendisinden hutbe okumasını bekleyen padişaha dönerek, “Sultanım, zamanımızın büyüğü burada bulunurken, bizim hutbe okumamız edebe uygun değildir. Bu camii şerifin açılış hutbesini okumaya layık zat, şu kimsedir!” diyerek Somuncu Baba’yı işaret etti. Şöhretten son derece sakınan bu büyük veli, padişahın emri üzerine mimbere doğru yürüdü. Emir Sultan’ın yanına gelince; “Ey Emir’im! Niçin böyle yapıp, benim halimi ele verdiniz?” dedi. Emir Sultan da: “Sizden daha üstün bir kimse göremediğim için böyle yaptım” cevabını verdi. Cemaat hayret içinde kalmıştı. Somuncu Baba’nın okuyacağı hutbeyi merakla beklemeye başladılar. Mimbere çıkan Somuncu Baba, öyle güzel bir hutbe okudu ki, o zamana kadar cemaat böyle bir hutbeyi hiç kimseden dinlememişti. Somuncu Baba hutbesine; “Ulemadan bazısının, Fatiha suresinin tefsirinde müşkilatı bulunmaktadır. Onun için, bugünkü hutbemizde bu surenin tefsirini yapalım” diye başladı ve yedi ayrı tefsir yaptı. Cemaatin arasında bulunan Molla Fenari o günü şöyle anlatıyordu: “Fatiha’nın birinci tefsirini bütün cemaat anladı. İkinci tefsirini, cemaatin bir kısmı anladı. Üçüncüsünü anlayanlar çok azdı. Dördüncü ve sonraki tefsirleri anlayan yok gibiydi.” Namazdan sonra hemen evine giden Somuncu Baba’yı ilk ziyaret eden Molla Fenari oldu. Bu ziyaret sırasında ona; “Efendim, bu günlerde Fatiha suresinin tefsirini yapmak istiyordum. Fakat anlayamadığım bazı yerleri vardı. Bu hutbeniz ile, anlayamadığım yerleri açıklamış oldunuz” dedi ve yazdığı tefsirlerinde bu ince marifetleri beyan eyledi. Bir cild büyüklüğündeki Fatiha Tefsiri, bu ince bilgilerle doludur. DUA ÇINARI Bu hadiseden sonra büyüklüğü herkes tarafından anlaşılan Somuncu Baba; “Sırrımız ifşa oldu. Herkes bizi tanıdı.” diyerek Bursa’dan ayrılmak istedi. Bir sabah erkenden birkaç talebeyi yanına alarak yola çıktı. Somuncu Baba’nın Bursa’yı terk etmekte olduğunu haber alan Molla Fenari, koşarak bir çınarın yanında arkasından yetişti. Gitmeyip, Bursa’da kalması için çok yalvardı, ricalarda bulundu. Fakat, kabul ettiremedi. Sonunda giderayak Bursa için dua etmesini talep etti. Somuncu Baba Molla Fenari’nin peşinden gelerek kendisine yetiştiği çınarın altında Bursa’ya dönerek, feyizli ve bereketli bir şehir olması ve yeşil olarak kalması için dua etti. Birbirine veda ederek ayrıldılar. O günden sonra iki velinin birbirleriyle son defa karşılaşıp altında vedalaştıkları bu çınarın adı “Dua Çınarı” olarak kaldı. O çınar kaç yıl daha yaşadı bilinmez ama onun bulunduğu yerin adı bugün hala Duaçınarı olarak anılıyor. Zeyniyye tarikatının Osmanlı’da yayılmasında birinci derecede rol oynayan Molla Fenari ipekçilikten çok iyi anladığından, kendisine yetecek kadar parayı sağlamak için bu işle uğraşır ve yiyeceği, giyeceği için lâzım olan parayı kendi emeği ile kazanırdı. Süslü elbiselerle dolaşmaktan hiç hoşlanmazdı. Gâyet mütevazi giyinir, başında bir dolama ile dolaşırdı. Böyle giyinmesinin sebebini soranlara; “Elimin kazancı, daha fazlasına yetmiyor” cevabını verirdi. Molla Fenari 1431 yılında vefat ettiğinde kütüphanesinde on bin cilt kitabının olduğu görüldü. MOLLA FENARİ CAMİİ Molla Fenari Mahallesi'nde bulunan bu cami, ünlü Türk bilgini Molla Fenari tarafından yaptırılmıştır. 13,80X5,40 metre iç ölçülerinde olan caminin duvarları moloz taşı ile örülmüştür. Çeşitli depremler nedeniyle büyük tahrip görmüş olan cami, günümüzde büyük ölçüde yeniden yapılmıştır. 1969 yılında Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu ile Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından aslına uygun olarak onarılmış olan camide bulunan iki bölümü, Bursa tipi bir kemer ayırmıştır. Caminin mihrabı, 16. yüzyıl çinileriyle süslenmiştir. Bahçesinde, Molla Fenari'nin mezarının yanı sıra oğlu ve kızlarına ait mezarlar da bulunuyor. Caminin karşısında bulunan Molla Fenari Medresesi bugün bozularak eve dönüştürülmüştür. Cami halen sağlam ve ibadete açık durumdadır. Bu caminin yanında bulunan dereye veya çeşmeye dilek atma geleneği vardır.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —