4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, haklarında "Kasten adam öldürmek" suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılan tutuksuz sanıklar U.A. (44), Ö.T. (30) ve avukatları ile yakınları katıldı.
Tutuklu sanıklar Hakan Güner (18), İbrahim Çapur (33), Muhammed Mardinli (20), Savaş Madak (23), Ünal Kapancığil (34) ise tutuldukları çeşitli cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Annesi Mazez Bakıryapan'ı (67) 243 yerinden bıçaklayarak öldürdüğü iddia edilen Selçuk Bakıryapan'ı (43) tutuklu bulunduğu cezaevinin koğuşunda döverek öldürdükleri öne sürülen sanıklardan U.A, 18 kişilik koğuşta 30 mahkumun tutulduğunu, Bakıryapan'ın hemen hemen her gün koğuşta dövülmesinin rutin hale geldiğini savundu.
Tutuksuz sanık Ö.T. ise savunmasında, olay tarihinde koğuş sorumlusu olduğunu belirterek, "Selçuk, ilaç almaya gittiğinde gardiyanlara dayak yediğini söylemiş. Bunu da bir arkadaş duymuş ve koğuştakilere söylemiş. Ünal ile İbrahim tokat atmış. Selçuk aşağıya indiği sırada ben avukatımla görüşmeye gitmiştim. Bir saat sonra geldiğimde Selçuk yatağında yatıyordu. Yastığına baktığımda ıslaklık vardı. Uğur'a sorduğumda Ünal'ın botlarını giyip tekme attığını söyledi. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, beraatimi istiyorum." diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Güner, savunmasında, olay tarihinde Bakıryapan'ın ilaç alırken Ünal ve İbrahim'in kendisini dövdüklerine dair şikayette bulunduğunun duyulduğunu iddia ederek, şunları kaydetti:
"İbrahim, bana Savaş'a ve Muhammed'e maktulü yukarı götürmemizi söyledi. Selçuk'u almaya gittiğimizde alt katta da dayak yemişti ama kimin dövdüğünü görmedik. İbrahim ve Ünal, maktulü üst katta sorgulamaya başladılar. Daha sonra ikisi birlikte tekme ve yumruklarla dövdüler Bakıryapan'ı, kimse onlara durmalarını söylemedi. Selçuk kötü olunca kendileri bıraktı vurmayı. Selçuk aşağı indirildiğinde kötü durumdaydı ama konuşabiliyordu. Yatağa yatırdığımızda Ünal, Selçuk'un başına gelerek 'Seni kim dövdü?' diye sordu. O da 'Ünal' deyince, ayağına giydiği botla Selçuk'un göğsüne ve boynuna vurdu. Sonra banyoya soktuk. Selçuk botla dövüldükten sonra kötü hale geldi, bilincini kaybetmişti. U.A. 'Belki numara yapıyordur, kendine gelsin' diyerek Selçuk'u banyoya sokmamızı istedi. Birkaç kişi Selçuk'u yıkayıp yerine yatırdı. İbrahim ve Ünal bize, 'Bu yarına çıkmayabilir, dayak olayını kesinlikle anlatmayalım.' dediler. Suçlamaları kabul etmiyorum."
Tutuklu sanık İbrahim Çapur ise savunmasında, Bakıryapan'ı koğuşun üst katına, diğer mahkumlara yaptığı el hareketleri nedeniyle konuşmak amacıyla çağırdığını, kendisinin vurmadığını belirterek diğer mahkumları suçladı.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerin devamına karar vererek, eksik evrakın tamamlanması için duruşmayı erteledi.
Olay
19 Ocak 2016'da annesini 243 yerinden bıçakladığı iddiasıyla hakkında Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldıktan sonra İstanbul Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi'nden şizofreni raporu verilen Bakıryapan hakkında mahkeme, yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda tutuklu olarak tedavi edilmesini kararlaştırmıştı.
Tedavi için hastaneye gönderilmek üzere Bursa E Tipi Kapalı Cezaevinde bekletilen Bakıryapan, 12 Haziran 2016'da sabah sayımında infaz koruma memurlarına yanıt veremeyince rahatsız olduğu anlaşılıp ambulansla Çekirge Devlet Hastanesi'ne kaldırılmıştı. Bakıryapan, yoğun bakım servisindeki 22 günlük tedavisinin ardından 3 Temmuz'da hayatını kaybetmişti.
Bakıryapan için hazırlanan ve mahkemeye sunulan otopsi raporunda, "Genel beden travmasına bağlı çoklu kot kırıkları ile birlikte iç organ yaralanması ve bundan meydana gelen iç kanama, beyin kanaması, yumuşak doku içi kanama ve gelişen komplikasyonlar sonucu öldüğü anlaşılmıştır." ifadeleri yer alıyor.