Korona virüsün insanlar arasında dolaşmakta, temas ve damlacık enfeksiyonu ile bulaş zincirinin kesilmesini zorlaştırmakta olduğunu belirten Özel Medicana Bursa Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Reşit Mıstık, çevre koşullarına dayanıklı ve gripten farklı olarak her mevsimde hastalık yaptığı görülmekte olduğuna dikkat çekti.
Mıstık, “Enfeksiyon, mikro organizmanın alındıktan belli bir süre sonra kuluçka süresi, belirtili veya belirtisiz olarak kişide oluşturduğu bir durumken, hastalık ise mikro organizmayı aldıktan belli bir süre sonra kişide oluşan belirtili bir klinik tablodur. Bazı bilim adamlarına göre bu kadar yaygın ve kalıcı olmasının bir başka sebebi Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) açıkladığı temas ve damlacıkla bulaşmanın yanı sıra hava yolu ile de bulaşması olduğu ileri sürülmektedir. Kısmen sevindirici tek durumu, virüsün okul çağı yaş gruplarında özel bir sağlık sorunu olmayan çocuklarda selim seyirli olup ölüm oranı çok çok düşüktür. Milyonlarca öğrencinin olduğu bir durum söz konusu olunca, ölüm oranı çok düşük olsa da toplamda yüksek sayılara ulaşılma ihtimali vardır. Bundan başka toplum için düşük oranlar kısmen olumlu bir durumu ifade etse de bundan etkilenen bir birey için bu oran yüzde 100’dür” dedi.
Okulların belirli kısımlarının açıldığını diğerlerinin açılıp açılmayacağının bilinmediğini belirten Mıstık, “Açılırsa ne yapılmalı? Bu sorular birçok ayrıntı içerir. Burada kişisel olarak öğretmen, aile ve çocuk için bazı uyarılar bulaşmayı önlemede yardımcı olabilir. Evde ebeveynlerin, okulda öğretmenlerin eğitim ve gözetiminde bir koruma ve korunma bilinci oluşturulmalı. Evde, serviste, sokakta ve okulda bilinen önlemlerin uygulamasının kontrolü ebeveyn ve öğretmenler tarafından mümkün olduğunca sıkı bir şekilde denetlenmeli. Kişisel eşyaların ortak kullanılmamasının önemi anlatılmalı. Özellikle tuvalet sonrası el dezenfektanlarının veya el yıkamanın önemine değinmeli. Bağırmak, yüksek sesle konuşmak, maskesiz dolaşmak virüs yayılımını kolaylaştırdığı gibi virüsün daha uzak mesafelere gitmesine de sebep olabileceği ihtimali yüzünden bunların yapılmamasını sağlamalı. Öğrencinin çantasında özel bir poşette yedek maske veya maskeler olmalı, kirlenmiş maskeyi okulda gösterilen ağzı kapalı çöp kutusuna atması sağlanmasının yanı sıra başkasının maskesine dokunulmaması gerektiği aşılanmalıdır. Evde hasta veya hastalık şüphesi olan varsa bu hastalık korona virüs olmadığı belirlenene kadar çocuk okula gönderilmemeli, çocuk hasta veya hastalık şüphesi taşıyorsa iyileşene kadar yine okula gönderilmemeli. Sonuç olarak çok bulaşıcı bir virüs olup, farklı klinik tablolarla ve belirtisiz enfeksiyon yapabilmesi ve henüz yaygın kullanılan aşısı olmaması sebebiyle tamamen sorun olmaktan çıkması gelecekte görünmemektedir. Korunma önlemlerini tavizsiz uygulamak için merkezi otorite ve fertlerin kişisel çabalarının sinerjisini yakalamak gerekir” diye konuştu.