Korona çocukları vurmasın!

Korona çocukları vurmasın!

Enhar Güneş'in bugünkü yazısı...

Koronavirüs salgını Türkiye’de kendini gösterdiği 10 Mart sürecinden sonra ülkede birçok tedbir alındı. Bu tedbirlerin başında eğitime ara verilmesi geliyor. 16 Mart’tan itibaren çocuklar evde. İlk haftayı boş geçtiler. Ondan sonra da Milli Eğitim Bakanlığı’nın devreye soktuğu uzaktan eğitim süreci başladı. Buradaki temel amaç, çocukların eğitim öğretimden soğumaması, kopmaması, konsantresini kaybetmemesiydi. Tabi burada ne kadar başarı var? Bunu zaman gösterecek.

Şöylesine bir durumda birini suçlamak tamamen vicdansızlık olur. Çünkü okuldaki eğitimle, uzaktan eğitimin arasında dünyalar kadar fark olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.

Benim burada dikkat çekmek istediğim husus aslında şu:

Evde çok sıkıldılar. Çocuklarımız uzaktan eğitim uygulamasına günün bir bölümünde iştirak ediyor, sonra çizgi film izliyor, ardından oyuncaklarıyla ve anne-babasıyla oynuyorlar. Ve bir zaman geliyor doğal olarak çok sıkılıyorlar.

Çünkü enerjisini atamıyor. Korona ile mücadele etmeye başladığımız ilk günlerde sağlık çalışanlarını saat 21.00’de balkonlardan alkışlıyorduk. Balkonlarda çoğunlukla çocuklar vardı. Oradaki 3-5 dakika süren alkışlama etkinliği bile inanılmaz mutlu ediyordu.

Çünkü balkon evin bir bölümü de olsa 4 duvar dışında kalıyor. Kimse sakın yanlış değerlendirmesin. Ben "neden çocuklar eve hapsedildi?" gibi saçma bir şeyi dillendirmiyorum. Evin içinde yaptıkları çocukları ruhsal anlamda olumsuz ekiliyor diye düşünüyorum.

"Peki ne yapılması gerekiyor? Var mı bir önerin?" diye soranlarınız vardır. Benim de bu yazıyı kaleme alma sebebim tam da burada başlıyor. 

► ENHAR GÜNEŞ'İN YAZISININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN...