Öncelikle uzman doktor tarafından oftalmoskop ile göz muayenesi yapılıyor. Göz merceğinin ne durumda olduğuna bakılarak, katarakt ameliyatı gerekli olup olmadığına karar veriliyor. Bazen hastaların karatarkta dair hiçbir şikâyeti bulunmasa da bu yöntemle rutin göz muayeneleri esnasında katarakt teşhis edilebiliyor. Hatta hasta daha önce makula deliği ameliyatı geçirmişse katarakt olma ihtimalleri artıyor.
İlk aşamalarında olan katarakt için gözlük kullanımı ile bir nebze olsun şikayetler azaltılsa da ilerlemiş vakalarda mutlaka katarakt ameliyatı olmak gerekiyor. Bilindiği üzere katarakt rahatsızlığının ilaçla halledilen bir tedavisi bulunmuyor. Tek tedavisi, göz ameliyatı olmaktan ve opaklığını kaybeden merceğin değiştirilmesinden geçiyor.
Katarakt ameliyatı olarak bilinen operasyon tıpta; fakoemulsifikasyon yöntemi olarak adlandırılıyor. Bu işlem gelişen cerrahi teknolojisi ile beraber günümüzde kolayca yapılıyor. Halk arasında “lazer ameliyat” olarak da bilinen katarakt ameliyatı sayesinde, saydamlığını kaybetmiş göz merceği yerinden alınıyor ve yerine yeni mercek yerleştiriliyor.
Bu operasyon sırasında hastaya genel anestezi uygulanmıyor. Hasta katarakt ameliyatı sonrası evine gidebiliyor ve kısa süre içerisinde normal yaşantısına devam edebiliyor. Bunun yanı sıra ameliyat sonrasında meydana gelen komplikasyonlardan biri olan; retina dekolmanı ise günümüzde gelişen teknoloji ile engellenmeye çalışılıyor.
Katarakt Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Gözün içerisinde yer alarak net görmeyi sağlayan göz merceğinin bir süre sonra saydamlığını kaybetmesine katarakt, hastalığın tedavi yöntemine de katarakt ameliyatı deniyor. Saydamlığını kaybeden bu mercek artık işlevini yerine getiremediğinden, hasta buğulu ve mat bir şekilde görmeye başlıyor.
Çift görme, gece görüşlerinde yaşanan sıkıntılar, ışığa karşı duyulan hassasiyet gibi pek çok sorunla karşılaşan hastalar, kataraktın tedavi yöntemlerini merak ediyor. Katarakt tedavisi için ilaç kullanımı etkili bir yöntem olmadığından, bilinen en etkili yöntem ve tek çare katarakt ameliyatı olmaktan geçiyor.
Makula Deliği Nedir?
Göz retinası; dışarıdan gelen ışığı beyne iletiyor ve tamamen sinir hücrelerinden oluşuyor. Retinayı aslında bir fotoğraf makinesindeki film şeridini temsil ediyor. Makula bölgesi ise retinanın tam ortasında yer alan, ışığın odaklandığı ve oldukça küçük bir yeri oluşturuyor. Makula, retina tabakasının görme merkezi olarak biliniyor.
Makula deliği görme merkezinde oluşan delinmelere deniyor. Bu delinme ile hastanın gözünde siyah bir leke meydana geliyor ve bu durum gözün görmesini oldukça olumsuz etkiliyor. Makula deliği yüzünden hastanın ayrıntılı görmesi oldukça zorlaşabiliyor.
Makula Deliği Evreleri Nelerdir?
Makula deliği göz içi iltihaplanması veya retina dekolmanı gibi hastalıklara bağlı olarak meydana gelebiliyor. Makula deliği başlangıçta görme merkezinde yaşanan çarpık ve bulanık görüşlere, ilerleyen süreçlerde ise deliğin büyümesiyle ciddi bir hale dönüşüyor. Hastaların genel şikayetleri ise görüşlerinin tam ortasındaki rahatsız edici değişiklikler oluyor.
Makula deliği dört evreden oluşuyor. Bunlar birinci evrede; delik tehdidi, ikinci evrede; küçük tam kat makula deliği, üçüncü evrede; tam kat makula deliği şeklinde adlandırılıyor. Son evre olan dördüncü evrede; retina dekolmanı öncüsü sayılan, total arka vitreus dekolmanı şeklinde seyrediyor.
Retina Dekolmanı Belirtileri Nelerdir?
Retina, sinirlerden oluşan ve gözümüzün tam arkasında yer alan bir dokudur. Dekolman ise yerinden ayrılma anlamına gelir. Sağlam retina dokusunun yapışık bulunduğu göz küresinden koparak ayrılmasına retina dekolmanı denir. Bu rahatsızlık makula deliği gibi başka hasarlara da yol açabilir. Retina dokusunda ayrılma gerçekleşmeden önce çeşitli yırtılmalar meydana gelir.
Eğer bu yırtıklara zamanında müdahale edilirse, retina dekolmanının önüne geçilebilir. Retina dekolmanı ciddi bir hastalıktır ve tedavi edilmezse kalıcı görme kaybına neden olabilir.
