'İstanbul'da oyların yeniden sayılması için YSK'ye başvuracağız'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz, İstanbul'da tüm ilçelerde bütün oyların yeniden sayılması için bugün YSK'ye başvuracaklarını bildirdi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Sütlüce'deki AK Parti İl Başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Yavuz, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kayıtlarına dayanarak sonuç değerlendirmesi yaptıklarında, seçimde maddi hataların ötesinde organize bir durumla karşı karşıya olduklarını söyledi.


İtiraz süreçlerinin yasal olduğunu anlatan Yavuz, "Bütün partiler olarak hem maddi hataların giderilmesine ilişkin yolları denetleme şansımız var hem geçersiz oyların sayımına ilişkin itirazlarımız hem tüm oyları hem de olağanüstü itiraz yöntemleri var. Yasamız kapsamı belirlemiş. Çok net bir şekilde bu süreci ortaya koymuş. Sadece bu seçimde değil, bütün seçimlerde bütün partiler bu yolları çok rahat bir şekilde kullanmış. Bu işler için yargıya gidiyoruz." diye konuştu. 


İtirazların önce ilçe seçim kurullarına, ardından il seçim ve en nihayetinde YSK'ya yapıldığını hatırlatan Yavuz, YSK'nin vereceği kararın bağlayıcı olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:


"İlk günden itibaren 'İstanbul seçimlerinde şaibe var.' demiştim. Bu şaibenin ortadan kaldırılması için itiraz hakkımızı kullanıyoruz. İlçe seçim kurullarına yaptığımız başvuruda, tüm oyların ve geçersiz oyların sayılmasını istedik. Bu iki türlü talebimiz karşısında bazı ilçe seçim kurulları, oyların tamamın sayılmasına karar verdi. Dört ilçede tamamen, iki ilçede de birer seçim kurulunda oyların tamamının sayımına karar verildi. Kalan 33 ilçede sadece geçersiz oyların sayımı istikametinde bir karar verildi. İlçe seçim kurulları kararına karşı, il seçim kuruluna gittik. İl seçim kurulu da bir karar verdi. 'Tümü sayılsın.' demedi. Ancak, oy torbası açıldığında, 'İçerisinde birtakım maddi usulsüzlük emareleri görürseniz tamamını sayın.' dedi. Ama bu karar bütün sandıklardaki oyların sayılması anlamına gelmiyor."


"38 ilçede oyların sayılmasını isteyeceğiz"


Bunun üzerine dün Beyoğlu'ndaki tüm oyların sayılması için YSK nezdinde girişimde bulunduklarını hatırlatan Yavuz, "Henüz bir karar verilmedi. Bildiğim kararıyla da görüşülmedi. Bugün ise kalan bütün ilçelere ilişkin, akşam 17.00'ye kadar 38 ilçeye ilişkin oyların tamamı sayılsın diye İl Seçim Kurulu üzerinden YSK'ya müracaat etmiş olacağız." bilgisini verdi. 


Yavuz, ilçe belediye seçimlerine ilişkin geçersiz oyların sayısı 274 bin 859 iken, bugün itibarıyla büyükşehir belediyesine ilişkin geçersiz oyların sayısının 315 bin 593 olduğunu ifade ederek, "İlçe ve büyükşehir arasındaki geçersiz oy farkı 40 bin 734. Bana normal gelmiyor. 'Sadece buraya baksak bile bir gariplik olduğunu hissediyor insan.' diyebilmek için bu örneği verdim." diye konuştu. 


Geçersiz oy sayımının bütün ilçelerde yapıldığını, bazı ilçelerde tamamlandığını, bazılarında ise hala devam ettiğini anlatan Yavuz, "Geçersiz oy sayımının yüzde 70'i bitti. Bu yüzde 70 geçersiz oyların sayımından AK Parti lehine kaydedilen oy sayısı 4 bin 334'tür. Şimdiye kadar 28 bin 61 sandık sayıldı. Bu çok ilginç bir rakamdır. Sadece geçersiz oylardan 4 bininin AK Parti hanesine yazılması küçümsenecek bir rakam değil. Nasıl oluyor da Ekrem İmamoğlu'ndan hiç oy gitmezken, AK Parti'den oldukça çok fazla sayıda oy başka noktalara gidiyor? Şu ana kadar 14 bin 456 oy başka taraflara kaydedilmiş. İtirazlarımız sonucunda bu maddi hatalar düzeltildi. Şu anda aradaki fark 16 bin 442'e indi. Amacımız kişilerin verdiği oylara sahip çıkmaktır. İradesi ne ise kişilerin, o gerçekleşsin ve ortaya çıktı." değerlendirmesinde bulundu. 


Arkada konuşulacak pek çok belgenin çıkacağına inandığını söyleyen Yavuz, Maltepe ve Büyükçekmece'deki seçimlere ilişkin çok büyük usulsüzlüklerin olduğunu anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: 


"Bugün iki örnek veriyorum. Bu ve benzeri belgelere dayanarak İstanbul seçimlerinin şaibeli olduğunu söylüyoruz. Büyükçekmece'de bir seçmen kaydı usulsüzlüğü yapıldı. Büyükçekmece Belediyesi'nde çalışan birisi, ilçe nüfus müdürlüğü nezdinde çalışmaya başlıyor. 2017'den sonra bir şeyler oluyor. Bazen başkalarının yazdıklarına, bazen henüz ruhsatı alınmamış yeni binalara, ilçe içinde, ilçe dışında, il içinde, il dışında usulsüz seçmen kayıtları yapılmış. İlçe nüfus müdürlüğünde çalışan bir kişi, toplamda da iki kişi tutuklu şu anda. Bu konuya ilişkin 5 belediye başkan yardımcısının ifadeleri alınmış. Büyükçekmece Belediye Başkanı da ifadeye çağrılmış ama henüz gitmemiş. 7 bin 287 işlem yapılmış. Boş yere yazılmış. Bir taşla iki kuş vuruyor. Usulsüz seçmen kaydırdıkça oradaki doğru seçmen de düşüyor. Bu düşen seçmen sayısı da 730. Bunu nereye koyacağız? Büyükçekmece'yi sadece 4 bin 200 oyla kaybettik. Burada bize gelecek büyükşehir belediyesi oylarını nereye koyacağız? Bu usulsüzlüğün, şaibenin göstergesi değil de nedir? Belediye başkanının çok yakınlarındaki kişiler bu işin içerisinde varsa ve bu iş 2017'den beri sistemli bir şekilde yapılıyorsa, biz bunun adına ne diyeceğiz?"


"Kamu görevlisi olmayan sandık görevliler var"


Kanunda seçim kurullarının kimlerden oluşacağına ilişkin düzenlemenin açık ve net olduğunu, buna rağmen kamu görevlisi olmayan kişilerin sandık başlarında görevlendirildiğini dile getiren Yavuz, "Maltepe'de toplam sandık sayısı ne bin 93, verilen sandık sayısı ne 3 bin 124? Bunları bırakıyor ve seçim kurulu 642 kişiyi dışarıdan alıyor ve yerleştiriyor. Daha çarpıcı şeyler söyleyeceğiz merak etmeyin. Sonuç olarak bir, 'Bu listede olmayanlar var.' dedik. İki, memur olmayanlar var. Kamu görevlisi olmak zorundadır. Üç, bu listede il dışından olanlar var, ilçenin dışına da çıkmazsın. Dört, bu ilçede ilçe dışından olanlar var. Beş, görev yapamayacak olanlar var. Ne demek bu? TSK'da hizmetli-görevli yapamaz, oradan var mesela. Altı, belediye işçileri var. Bu kadar şey üst üste nasıl gelir? Bir-iki kişi denk gelmiş, hayır... Bütün ilçelerde var ve önümde rakamlar da var ama sadece ilçe ilçe rakamlarıyla yetiniyorum ben şimdi. Sadece Maltepe ilçesinden 642 kişi, Büyükçekmece'den de 284 kişi böyle var. Peki bütün bunların adı şaibe olmaz da ne olur?" şeklinde konuştu.


Sandıkta kaydırmalar bulunduğunu ve bunların hiç normal olmadığını ifade eden Yavuz, "AK Parti'nin oyu alınıyor, yüksek ise direkt CHP'ye yazılıyor, CHP'nin oyu başka küçük bir partiye kaydırılıyor, eğer AK Parti'nin oyu o sandıkta CHP'nin oyundan az ise o da direkt başka bir partiye kaydırılıyor. Bağımsızlara verilmiş tek-tük oy da alınıyor, AK Parti'ye yazılıyor, toplam sayısı değişmesin diye. Bu kadar ince bir işçiliği çıkartmak kolay mı? Biz, 'Sandığın başında bir şeyler oldu ve bu sandığın başında en yetkili kişilerce bir şeyler yapılmış olabilir.' diyoruz. Bu önümüzdeki süreçte daha da netleşecek." dedi.


Sandık başındaki en yetkili kişiler belirlenirken yapılan hatalara işaret eden Yavuz, şunları anlattı: 


"En yetkili kişiler belirlenirken bu kadar usulsüzlük yapılmışsa, bu kadar kanuni çerçevenin dışına çıkılmış ise soruyorum: Bunun adı nedir? Bu verdiğim örneklerin dahası ve dahası var. Sonuç, bunun adı şaibedir ama şöyle de diyebiliriz. Organize bir usulsüzlük ve bir suistimal var. Bunlar, hata ötesi şeylerdir. Nereye elimizi atsak gerçekten elimizde kalıyor. Araştırdıkça çok vahim tablo ve verilere ulaşıyoruz. Gerçekten birileri bu işi çok özel planlamış diye düşünüyoruz. Birileri de şimdi bu işi kapatmaya çalışıyor ve çamura yatıyor, bu işin özeti budur. Daha geçersiz oyların sadece yüzde 70'i sayıldı. Hala maddi düzeltim yolları devam ediyor ve tüm sandıkların sayımı anlamında İstanbul'da sadece bugün itibarıyla yüzde 4'lük bir sayım gerçekleştirilmiştir ve bunun sonucunda da manzara budur. Baştan beri ifade ettiğimiz usulsüzlükler, hatalar, suistimaller ortadadır ve bugün verdiğim örnekler ve bundan sonraki günlerde vereceğimiz örnekler ortadadır. Tüm bunların sonucu olarak, buna organize, usulsüz bir iş diyemeyiz de neye deriz diye beni düşündürtüyor. Ama beni en fazla şurası hayrete kaptırıyor, birileri bunu yapmış, YSK'nın şeffaf, aleni ve yargı gözetiminde devam eden iş ve işlemleri sebebiyle bizde bunları fark ediyoruz ve yargı gözetiminde düzeltilmesini sağlıyoruz."


"Bakın bu işi YSK'ya yıkmayalım"


Seçim kurullarında yapılan iş ve işlemleri bütün partilerin takip ettiğini dile getiren Yavuz, şu değerlendirmelerde bulundu:


"CHP de takip ediyor, biz de takip ediyoruz, başkaları da takip ediyor. Bak ne kadar güzel. Kapı arkalarında yapılmıyor. Bir de bu verileri YSK anında bizimle paylaşıyor. Hem tutanakları paylaşıyor hem girilen sayısal verileri paylaşıyor hem de YSK'da parti temsilcileri nezdinde yapılan itirazlara ilişkin karar veriliyor. Dolayısıyla sistem olarak en güvenilir sistem. YSK'nın güvenilirliğini ben sorgulamadım, sorgulamıyoruz. Sistemi de sorgulamıyoruz ama birileri gitmiş bilgisayarın başına oturmuş ve o birileri, o hem de belediye çalışanı olan birileri birisi, ilçe nüfus müdürlüğünde çalışırken başkasını hem de başkasının hanesine kaydederek hem usulsüz bir nakli gerçekleştirmiş hem de usulsüz nakli gerçekleştirirken o seçmenin düşmesine, oy kullanamamasına sebebiyet vermişse bu kişilerin sorunu."


Ben, kişi ötesinde bir organize iş var bu işin içinde diyorum. Bakın bu işi YSK'ya yıkmayalım. YSK ve seçim kurulları da partilere yardımcı olmalıdır. Bu usulsüzlükler ortaya çıksın, gerçek açıklansın. Kimse de töhmet altında kalmasın. Görelim bu işi kim yaptı ve kimler adına yaptı. Gayretimiz bunun içindir."


"Bu işin altında planlı ve organize bir şeyler var"


Bir gazetecinin, "Birileri derken ve yüksek noktalardan birileri dediğinizde aklımıza şu soru geliyor, bir örgüt mü var bu işin içerisinde?" sorusu üzerine Yavuz, "Organize bir şey var bu işin içinde. Bu iş münferiden yapılmış iş gibi gelmiyor bana." yanıtını verdi. 


Yavuz, 2002 yılından bu yana AK Parti'de siyaset yaptığını ve o günden bu yana kesintisiz seçim işlerinde çalıştığını anımsatarak, şunları kaydetti: 


"Geçen dönem seçim koordinasyon merkezi başkanı olarak çalıştım, bu dönem seçim işleri başkanı olarak çalışıyorum. Hep bu işlerin içindeyim. Her zaman var hata. Akşam bir programda yine izledim. 'Bu 24 Haziran'da yoktu da şimdi mi var?' diye soruyorlar. 24 Haziran'da da vardı bu. Bizim o dönemde tespitlerimiz var, itirazlarımız var. CHP'nin de var, bizim de var, başkalarının da var. Bu her dönem oluyor, bu döneme has bir şey değil ve ortaya çıkan kaydırmalar o dönem de var ama 1 var, 2 var. Bir ilde 3 var, 5 var en fazla. Hiçbir dönem daha fazlasını görmedik ki. Şimdi elinizi bir atıyorsunuz gerçekten elinizde kalıyor. Az önce verdiğim rakamları küçümsemek mümkün mü? 642 kişiyi alıyorsunuz, kanun dışına çıkarak görev yapamayacak kişilerden, askeri kişilerden, belediye işçilerinden, il dışından, ilçe dışından kanuni çerçevenin tamamen dışına çıkarak sandık başına yerleştiriyorsunuz. Sandık başında olan işler bir değil, iki değil. Onun için diyorum ki, bu işin altında planlı ve organize bir şeyler var. Kimse de bu işi kapatmaya çalışmasın. Bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız."