Tarih: 27.05.2019 15:09

'İdeolojik kamplaşma yapmak isteyenlere fırsat verilmemeli'

Facebook Twitter Linked-in

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "S-400 konusunda mücadelemizi görüyorsunuz. Terör örgütleri konusundaki mücadelemizi görüyorsunuz. O zaman sesimizi çıkarmayalım mı? O zaman vatandaşımız bize 'Benim bir oyumu korumaktan acizsin, sen neyi savunacaksın, neyi yöneteceksin?' der. Bir oy olsa bile bunu muhafaza etmek bizim görevimizdir." dedi.

Zeytinburnu'nda muhtarlarla bir araya gelen Soylu, muhtarlarla verimli toplantılar yaptıklarını, mahallenin, şehrin ve hükümetin muhatap olduğu meseleleri birlikte değerlendirdiklerini, sorunların çözümü noktasında bir irade ortaya koymaya çalıştıklarını söyledi.

Soylu, hükümetle, Türkiye'yi yönetenlerle, mahalle ve sokak arasındaki irtibatı sürekli devam ettirmek istediklerini vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhtarlar konusunda söz verdiği bütün adımların atıldığını, yapılan görüşmelerle 50 bini aşkın muhtarla birlikte Türkiye'de tüm ölçeklerde bütün meseleleri takip etme konusunda büyük bir katkı sağlandığını dile getirdi.

Trafik, uyuşturucu, asayiş konusunda bir politika belgesi oluşturduklarını, bunların da olumlu geri dönüşünü aldıklarını ifade eden Soylu, trafikte ölümlü ve yaralamalı kazaların azaldığını anımsattı.

"Türkiye'den ayrılan Suriyelilerin önemli bölümü bayramlarda gidenler"

Süleyman Soylu, Türkiye'de yılda 16-17 milyon insanın ikametgah değiştirdiğini belirterek, düzensiz göç açısından İstanbul'un önemli bir cazibe merkezi olduğunu, bu alanda atılan adımlarla 5 ay dolmadan 10 bini kişinin geri gönderildiğini anlattı.

Suriyelilerin gönüllü geri dönüşleri bulunduğunu ifade eden Soylu, "329 bin gönüllü geri dönüş var. Suriyeli kardeşlerimize, bayramda gidiyorlar, niye geri geliyorlar eleştirisi var. Bu hükümetin uyguladığı politikalardan bir tanesi. Bayramlardaki 4-5 günlük gidiş-geliş süresini 1,5-2 aya çıkardık. Güvenli olan ve can tehlikesinin bulunduğu, çatışmalı bölgeler var. Güvenli bölgelere gidenler, oralarda huzuru görürler, kendi yaşadıkları yerlerde kalabilme imkanını görürler. Bu da başarılı bir politika oldu. Yaklaşık 329 bin kişinin önemli bir bölümü bayramda oraya giderek kalanlardandır." diye konuştu.

Eskiden insanların ötekileştirildiği, Kürt, Alevi olduğunu söyleyemediği Türkiye'den şu anda herkesin kendisini rahat bir şekilde ifade ettiği bir Türkiye'ye gelindiğini vurgulayan Soylu, 23 Haziran'daki seçimlerde "İstanbul'a 100 bin polis gelecek, bu seçimin kaderini değiştirecek." şeklindeki dedikoduların yalan olduğunu söyledi.

Soylu, yine CNN Türk'te çalışan 4 kameramanın işten atıldığı şeklinde yalan haberlerin çıktığını, günde 2-3 kez bir yalanı düzeltmeye çalıştıklarını belirtti.

"İstanbul seçimini biz kaybetmedik"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yerel seçimlerde Cumhur İttifakı olarak yüzde 52 oy almanın büyük bir sorumluluk olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"Kaybettiğimiz ve kazandığımız yerler var. İstanbul seçimini biz kaybetmedik. Hayatımda ilk kez böyle bir seçim görüyorum. Binali ağabeyin 100'e yakın sandıkta oylarını aldılar. Fark 29 binden sadece sandıkların yüzde 10'u açılmış olmasına rağmen 13 bine düştü. 1,500-2 bin oy Ekrem İmamoğlu'ndan, 18 bin oy Binali ağabeyden karşı tarafa aktarılmış.

Öyle bir mahalle baskısı oluşturdular ki itiraz etmeyeceksiniz, diyorlar. Amerika diyor ki 'Not ettik.' Eğer biz kendi hakkımızı savunamayacaksak, başkasının hakkını nasıl savunacağız? Yüzde 90'ını açtırsaydık 23 Haziran'a gerek kalmayacaktı zaten. Sandıkta, zarfın içerisindeki oya en ufak bir itirazımız söz konusu değil. Zarftan çıktıktan sonra oylar sayılırken iki kişi çeteleyi tutuyor, diğerleri de şahitlik yapıyor. Büyükşehir Belediye Başkanlığında sayım yapılırken oylar farklı, çetele farklı, sandık sonuç tutanağı farklı. Biz buna itiraz etmeyelim mi? Mühür, imza, rakam yok. Siz buna itiraz etmeyin, diyorlar."

Soylu, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) gerekçeli kararında oylarla ilgili çalma yazmadığını belirterek, hukuken böyle bir şeyin yazılmayacağını, yolsuzluk ve usulsüzlüğün kararda anlatıldığını dile getirdi.

Sandık kurul başkanlarının belirlenmesinde kanunun açık olduğunu aktaran Soylu, 96 sandık kurulu başkanının CHP üyesi olduğunu, 3 bin 389'unun da birinci dereceden CHP'den akrabası bulunduğunu kaydetti.

"S400 konusunda mücadelemizi görüyorsunuz"

Soylu, mücadele ettiklerini belirterek, "S400 konusunda mücadelemizi görüyorsunuz. Terör örgütleri konusundaki mücadelemizi görüyorsunuz. Türkiye'nin diğer mücadele alanlarını görüyorsunuz. O zaman sesimizi çıkarmayalım mı? O zaman vatandaşımız bize 'Benim bir oyumu korumaktan acizsin, sen neyi savunacaksın, neyi yöneteceksin?' der. Bir oy olsa bile bunu muhafaza etmek bizim görevimizdir. Eğer çok sesi çıkanın haklı olacağı, çok bağıranın işini göreceği bir seçim sistemi oluşturursak 5 yıl sonra Türkiye'de seçim yapılamaz hale gelir. Kurallarla, ilkelerle yapılır seçim." şeklinde konuştu.

İstanbul'un cazibe merkezi olduğunu ve gücü bulunduğunu vurgulayan Soylu, "İstanbul'un gücünü, 23 Haziran'ı hedef alıp, 23 Haziran'dan sonra Türkiye'nin istikrarını ve yarını etkilemek için başkalarına rücu etmeye çalışanları endişeyle takip ediyorum. 23 Haziran üzerinden İstanbul'da ideolojik kamplaşma, bitmeyecek siyasal tartışma yapmak isteyenlere de fırsat verilmemesi gerekir." dedi.

Geçmiş Türkiye'nin alışkanlıklarının bittiği düşünülürken, AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'a gittiği bir gösteride yapılan davranışların aynen 28 Şubat döneminde görülen davranışlar gibi olduğunu vurgulayan Soylu, bunun ötekileştirici bir tutum olduğunu söyledi.

"Binali ağabey kime ne yaptı Allah aşkına." diyen Soylu, Yıldırım'ın bakanlığı ve başbakanlığı döneminde yapılan yatırımları anlattı.

Soylu, "Hala birileri geçmiş dönemdeki alışkanlıklarını bir yere park etmiş, hafif ayaklı düz basınca onu parktan alıp tekrar tedavüle koymuşlar. Bunu üzüntüyle seyrettim." ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —