Hulusi Akardan Rusya açıklaması

Hulusi Akardan Rusya açıklaması

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ile Sualtı Taarruz (SAT) Komutanlığı ziyaretinde Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmaya dair değerlendirmelerde bulundu.

ANKARA (İGFA) - SAT Komutanı Tuğamiral Ercan Kireçtepeden faaliyetlere ilişkin brifing alan, talimatlar veren Bakan Akar, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.

Milli Savunma Bakanlığının resmi internet sitesinde yer alan habere göre Türk Silahlı Kuvvetlerine ait iki A400M tipi nakliye uçağının Ukraynada kaldığına yönelik haberler hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Bakan Akar, '24 Şubat akşamı insani yardım maksadıyla iki A400M uçağımızı gönderdik. Aynı zamanda oradaki vatandaşlarımızın da tahliyesini planlamıştık. Oraya vardıktan sonra hava sahasının kapatılması nedeniyle Borispol Havaalanı’nda iki uçağımız şu anda bekliyor. Bu konuda hem Rusya hem Ukrayna tarafıyla temaslarımızı sürdürüyoruz.' ifadelerini kullandı.

Olası bir ateşkes durumunda uçakların emniyetli şekilde Türkiyeye getirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü aktaran Bakan Akar, 'Uçaklarımızın olabildiğince emniyetini sağlamaya yönelik yakın temasımız devam ediyor. Ayrıca uçak mürettebatımız da şu anda Büyükelçiliğimizde misafir edilmekte. İlk fırsatta uçaklarımızı tahliye edeceğiz. Bu sırada eğer imkâ olursa oradaki vatandaşlarımızın da Türkiyeye tahliyesi mümkün olacak.' dedi.

OLUMLU GELİŞMELER BEKLİYORUZ

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Ukrayna Savunma Bakanı Oleksii Reznikov ile gerçekleştirdiği görüşmelere yönelik soru üzerine Bakan Akar, Türkiyenin tüm faaliyetlerinde barıştan ve diyalogdan yana olduğunu vurguladı.

Yaşananların ardından Rusya ve Ukrayna ile temasların sürdüğünü hatırlatan Bakan Akar, 'Hem Sayın Şoygu ile hem Sayın Reznikov ile görüşmelerimiz oldu. Bundan sonra da gerektikçe görüşmelerimizi sürdüreceğiz. Yaptığımız görüşmelerde yaşananların barışçıl yol ve yöntemlerle çözülmesi, insani krize bir an önce son verilmesi ve bir an önce ateşkesin sağlanması konusunda görüşlerimizi ve değerlendirmelerimizi paylaştık. Bununla ilgili olumlu gelişmeler olmasını bekliyoruz.' diye konuştu.

Söz konusu ikili görüşmelerde Ukraynadaki Türk vatandaşlarının tahliyelerine ilişkin konuların gündeme gelip gelmediğine yönelik soruya da Bakan Akar, şu yanıtı verdi:

'Görüşmelerimizde, Ukraynanın çeşitli bölgelerinde Türk vatandaşlarının olduğunu, bunların bazılarının tahliye edildiğini belirttik. Tahliyeleri süren veya bazı bölgelerde kalan vatandaşlarımızın güvenliklerinin sağlanması konusunda taleplerimizi, düşüncelerimizi hem Sayın Şoygu hem de Sayın Reznikov ile paylaştık. Bu konuda da önümüzdeki dönemde bazı gelişmelerin olmasını bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Dışişleri Bakanımız da muhataplarıyla yaptıkları görüşmelerde bu hususları dile getiriyorlar. Bir an önce oradaki durumun normalleşmesi, bir ateşkesin sağlanması, bununla birlikte istikrarın sağlanması da bizim en samimi temennimiz. Bununla birlikte de vatandaşlarımızın tahliyesini en hızlı şekilde yapabilmek için elimizden gelen gayreti gösterdik, gösteriyoruz.'

Türkiyenin Ukraynaya yönelik insani yardımına ilişkin soruya Bakan Akar, 'Türkiye olarak sadece burası için değil ilkesel olarak insani yardıma çok önem veren bir ülkeyiz. Ukraynada da insani krizi olabildiğince hafifletmek için elimizden gelen gayreti gösterdik, gösteriyoruz. Diğer ülkelerin yaptığı şekilde insani yardımlarımızı sağlamaya çalışıyoruz.' yanıtını verdi.

KARADENİZ’DE BARIŞI, HUZURU, İSTİKRARI DESTEKLEDİK

Konuya ilişkin açıklamalarında yaptığı Montrö vurgusu hatırlatılarak bu yöndeki değerlendirmesinin sorulması üzerine Bakan Akar, şunları kaydetti:

'Karadenize en uzun kıyısı olan bir ülke olarak biz başından beri buradaki barışı, huzuru, istikrarı destekledik. Aynı tutumumuzu, ilkemizi yine ifade ediyoruz. Bu ilke kapsamında da temaslarımızı sürdürüyoruz. Bölgesel sahiplik ve Montrö ilkelerini kullandığımızda yüzyıla varan süre içinde burada bir güven, istikrar oldu. Bunun bozulmaması lazım. Bu konuda bize düşen neyse bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla bu Montrö statüsünün bütün kıyıdaş ülkeler, bütün bölge ve tüm dünya için önemli bir çerçeve olduğunu herkesin bilmesi lazım. Geçmiş yıllara yönelik tecrübelerimizi de ortaya koyduğumuzda, ona göre hareket etmenin önemli olduğunu görüyor ve değerlendiriyoruz. Bu nedenle Montrö statüsünün bozulmasının kimseye yararı yok, bunu hep birlikte koruyalım.'

ATEŞE BENZİN DÖKÜYORLAR

Yunanistanın Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrısta son dönemde artan provokatif faaliyetleriyle birlikte ABDde bir televizyon kanalında İstanbulun Yunanistan toprağı olarak nitelendirildiği haritaya ilişkin değerlendirmesi sorulan Bakan Akar, şu açıklamalarda bulundu:

'Türkiye olarak tüm platformlarda diyalogdan yana olduğumuzu vurguladık. Kendilerini görüşmelere davet ettik. Görüşmeler yoluyla sorunların çözülebileceğini belirttik. Özellikle Güven Artırıcı Önlemler çerçevesinde gerçekleştirilen toplantılardan dördüncüsü için Yunan heyetini Ankaraya beklediğimizi tekrar tekrar dile getirdik. Maalesef bizim tüm bu barışçıl yaklaşımımıza, davetlerimize, diyalog çağrılarımıza rağmen komşumuz Yunanistanda özellikle bazı siyasiler Yunan halkının aleyhine olacak şekilde bu provokatif eylem ve söylemlerini sürdürmekteler. Sürekli olarak iki ülke arasındaki gerginliği artırmak için gayret sarf etmekte, âdeta ateşe benzin dökmektedirler. Diğer taraftan, bazı siyasilerin, bazı emekli diplomat, asker ve akademisyenlerin gerçekleri görmesi bize umut vermektedir.

Bunlar yetmezmiş gibi ABDdeki bir televizyon kanalında Türkiyenin bir parçası, Yunanistan haritasında gösterildi. Bu kabul edilebilir bir davranış değil. İletişimin bu kadar yoğun, gelişmiş olduğu bir dönemde bunun görülmemesi, bilinmemesi, ihmali kabul edilemez. Bu konuda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımız çok ciddi girişimlerde bulundu. İletişim Başkanımız Fahrettin Beyin de bizzat girişimi ile ABD televizyonu özür dileyerek hatasını düzeltti. Bunlar birtakım provokasyonlar sonunda meydana gelmiş olaylar. Bunları takip etmek ve hafife almamak gerekir. Bizler bunların takipçisiyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak tüm kurum ve kuruluşlar birlikte çalışarak bu yanlışları düzeltmek için her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz.'