Oturmak ve hiçbir şey düşünmeden rahatlamak… Bunu yapmak pek de mümkün değil. Beyni dinlenme moduna almaya çalışsanız bile farklı hayal dünyalarına daldığınızı görürsünüz. Fakat bu boş hayaller faydalı olabilir.
Nörologlar yıllarca beynin özel bir iş yaparken sıkı çalıştığını ve boş dururken dinlendiğini sanıyordu.
1997'de Gordon Schulman, çeşitli beyin taramalarının sonuçlarını inceleyerek insanların özel bir konuya dikkatini verdiğinde beyinde hangi bölgelerin aktif hale geldiğini görmeye çalışırken tam tersini fark etti: Hiçbir şey yapmadığımızda aktif hale gelen bölgeyi.
İnsanlar dinlenme halinden bir aktiviteye geçtiğinde beynin daha aktif olması beklenir. Ama Schulman bu durumda beynin bazı bölgelerinin sürekli daha az aktif hale geldiğini gördü. Yani, beyin tarama cihazları içinde bir şey yapmadan sessizce yatarken insanların beyninde bazı bölgeler herhangi bir iş yaparken olduğundan daha aktif hale geliyordu.
HİÇ DİNLENMİYOR...
Beynin hiçbir zaman dinlenmediğinin anlaşılması biraz zaman aldı. Nörologlar yıllarca ihtiyaç olmadığında beyindeki devrelerin durduğunu sanıyordu.
Bugün beynin “dinlenme anında” şaşırtıcı derecede meşgul olduğunu gösteren üç binden fazla araştırma var.
Rüyaların hafızadaki şeylerin düzenlenmesinde rolü olduğu biliniyor.
Harvard Tıp Fakültesi'nden Moshe Bar, hayal kurmanın olmamış olaylarla ilgili hafıza oluşumu sağladığına inanıyor. Örneğin uçağa binen çoğu insan uçağın düşmesini hayalinde canlandırır. Bar'a göre, uçak düşerse daha önceki hayal kurma döneminde oluşmuş hafıza devreye girecek ve yolcunun nasıl davranması konusunda karar vermesini kolaylaştıracak.
Boş dururken ya da başka bir işle uğraşırken beynimizin hayallere dalmasını ve başka şeyler düşünmesini engellemenin ne kadar zor olduğunu biliriz. Ama bunun yararlı olduğunu bilmek belki beynimize biraz daha farklı bakmamızı sağlayacak.