Tarih: 30.10.2020 16:04

Halil Sezai'ye tahliye kararı

Facebook Twitter Linked-in

Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Halil Sezai Paracıkoğlu, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile bağlandı. Duruşmada, şikayetçi Hüseyin Meriç ile tarafların avukatları da hazır bulundu.

Duruşmada, kimlik tespiti yapılan sanık Paracıkoğlu, üniversite mezunu olduğunu ve aylık gelirinin 10 ile 20 bin lira arasında olduğunu söyledi.

Paracıkoğlu savunmasında üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirterek, "Öncelikle böyle bir olay yaşandığı için gerçekten üzgünüm. Bir sanatçı olarak böyle bir şey yapmak gerçekten benim için çok üzücü. Müşteki ile aramızda olay gününden öncesine dayanan bir anlaşmazlık söz konusudur. Müştekinin ikamet ettiği ikiz villanın öteki eşinde, ofis olarak kullanan Murat Aytaç Ağırlar'ın ortak bahçesi olan bahçede çekim yapmak istedik. Ancak bu çekimlerimiz müştekinin müdahaleleri neticesinde gerçekleşemedi" dedi.

Çekim yaptıkları sırada müştekiden gelen yüksek sesler nedeniyle çekimlerini yapamadıklarını anlatan sanık Paracıkoğlu, şöyle devam etti:

"Kendisi kullanmış olduğu büyük hoparlörler aracılığıyla yüksek sesle yayın yaparak, bazen anlamadığımız Arapça şeyler dinleterek çekim yapmamızı engelledi. Aynı zamanda yüksek sesle ezan sesi açıyordu. Bunun üzerine ben bir kaç defa kendisi ile konuşarak arayı bulmak istedim. Kendisi ile 5-6 defa konuşmayı denedim. Ancak hepsi olumsuz sonuçlandı. Konuşmamıza fırsat vermiyordu. Bağırıp çağırıp, hakaret ve tehditlerde bulunuyordu. Burada çekim yapamayacağımızı anlayınca çekim yerini değiştirmeye karar verdik."

Paracıkoğlu, "Olay günü ben son kez müşteki ile konuşmak ve problemleri çözmek istedim. Bu amaçla son derece iyi niyetli bir şekilde çiçek alarak müştekinin ikametine gittim. İkamete gittiğimde müşteki bana hakaret etti. Küfürler etti ve bana tokat attı. Bunun üzerine aramızda tartışma yaşandı. Ben odun parçasını elime vurmak amacıyla almadım ve vurmadım. Kendisini hiç bir şekilde tehdit etmedim. Hakaret ettiğim doğrudur. Yaşanılan olaylar nedeniyle pişmanım" diye konuştu.

Olay günü neden çiçek alarak gittiği sorulan sanık Paracıkoğlu, "Bir hediye almak istedim. Ortamı yumuşatmak istedim. Biraz pozitiflik yaratmak istedim. Hüseyin Meriç konuşması zor bir insan, ortamı yumuşatmak ve kendimi de rahatlatmak için çiçek alarak gittim. Bir hoşluk yapmak ve hediye vermek istedim" dedi.

Odun parçasını neden eline aldığı sorulan sanık Paracıkoğlu, "Tamamen mizah amaçlıydı. Odunluk yapmadan çiçeği kabul et demekti. Kafamda böyle bir kurgu yaptım. Bu nedenle elime aldım" ifadesini kullandı.

Sanık Paracıkoğlu, "Olay günü benim sinekliği kırmak gibi bir amacım yoktu. Alkolün etkisiyle sendeleyerek sinekliğe doğru düştüm ve zarar verdim. Ayrıca eve girmek gibi bir amacım da yoktu. O anı tam olarak hatırlayamıyorum. Sineklikten doğan zararı da giderdik. Dosyada bulunan tutuklanma nedenlerini kabul etmiyorum. Öncelikle tahliyemi ve beraatimi talep ederim" dedi.

Sanık Paracıkoğlu'nun avukatı Ahmet Gürel de müvekkilinin haksız tahrik altında bu eylemi gerçekleştirdiğini savunarak, "Olayda kullanıldığı iddia edilen odun parçası kullanılmış olsaydı, yaralanma adli tıp raporuna yansıdığı şekilde gerçekleşmezdi. Bu odun parçası yaklaşık 2,5 kilogram gelmektedir. Böyle bir cisim ile yaralanma olsaydı ciddi bir ekimoz olması gerekirdi. Ancak olayda bir ekimoz bile yoktur. Burada tek delil, müştekinin beyanıdır. Müvekkilim hakkında beraat kararı verilsin" diye konuştu.

Müşteki Hüseyin Meriç ise şikayetinin devam ettiğini belirterek, şunları anlattı: "Olay günü ben ikametimin ana kapısını oğlum sabahları benim yanıma uğruyor diye açık bırakıyordum. Sadece sineklik kapalı halde duruyordu. Bir gürültü geldiğini duydum, oğlum zannettim. Kapının oraya geldiğimde sanığı elinde odun ile gördüm. Sinekliği açıp evin içine girdi. Girer girmez odun ile benim yüzüme vurdu. Kaş bölgemin üzerine isabet etti. O esnada beni tehdit etti. Ben elinden odunu alarak dışarıya doğru kaçtım. Burada beni gelip boynumdan kavradı. Hakaret ve tehdit etmeye devam etti. Ben fırsatını bulduğumda bahçeden sokağa çıktım. Orada kimsenin olmaması ve beni öldürebileceğinden endişe ettim. Sanık burada da eylemlerini sürdürdü. Benim kendisine hakaret ettiğim ve tokat attığım doğru değildir. O içeriye girdiğinde ben hiç bir şey yapmadım. Doğrudan odun ile bana saldırdı. Kendisinden şikayetçiyim. Cezalandırılmasını talep ediyorum."

Müşteki Meriç'in avukatı da dava dosyasının "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan görevsizlik kararı verilerek ağır ceza mahkemesine gönderilmesini talep etti.

Son sözleri sorulan sanık Halil Sezai Paracıkoğlu ise, "Kasten yaralama eylemini gerçekleştirdiğim doğrudur. Ancak bunu silahla gerçekleştirmedim. Sadece ellerimi ve ayaklarımı kullandım. Yaşanan olay nedeniyle pişmanım. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum." şeklinde konuştu.

TAHLİYE EDİLDİ

Davaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme, sanık Paracıkoğlu'nun "basit yaralama" suçunu silahtan sayılan odun ile gerçekleştirdiği gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırdı.

Sanık Paracıkoğlu'nu "hakaret" suçundan 4 ay 25 gün, "konut dokunulmazlığını ihlal" suçundan 6 ay 20 gün ve "mala zarar verme" suçundan da 2 ay 20 gün hapis cezasına çarpıtan mahkeme, sanık Halil Sezai Paracıkoğlu'nun toplam 1 yıl 11 ay 17 gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

Paracıkoğlu'nun yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkemede olumlu kanaat oluşmadığı ve adli sicil kaydında daha önceden "kasten yaralama" suçundan mahkumiyet kararı bulunduğunu belirten mahkeme, bu nedenle Paracıkoğlu hakkında verilen cezalara ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve erteleme kararı verilmesine yer olmadığına hükmetti.

Mahkeme, sanık Paracıkoğlu'nun kasten yaralama eylemini devam ettiği sırada sarfettiği sözlerin ise ayrıca "tehdit" suçunu oluşturmayıp, yaralama kastını ortaya koyduğu gerekçesiyle bu suçtan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verdi. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —