Yasemin Dinçer
'İstanbul elbet bir gün fethedilecektir.. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir' (Hz. Muhammed)
Fatih Sultan Mehmet Han'ın İstanbul'u fethinin üzerinden geçen 563 yıla rağmen hala 'fetih' deyince göğsümüz kabarıyorsa, ecdadın zekası ve iman gücüyle karadan yürüttüğü gemiler hala bizi hayrete düşürüyorsa, Osmanlı torunu olarak duyduğumuz bu gururun ne derece yerinde olduğunu görmüş oluyoruz...
Nice şanlı zaferlerle dolu tarihimizin en mühim hadiseleri sıkça dile getirilmeli...
Sürekli övünmek için değil ama geçmişten ders çıkarmak ve zorluklarla mücadele yolunda yılmamayı öğrenebilmek için Fatih Sultan Mehmet Han'ı, fetih günlerinde bulmak gerekir.
Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul Surları'nın önüne geldiğinde 'Ya ben İstanbul'u alırım ya İstanbul beni' diyerek kararlılığını, bu işe ne derece gönül verdiğini ortaya koymuştu.
GEMİLERİN KARADAN YÜRÜTÜLDÜĞÜ GÜZERGAH
Hafta sonu değerli tarihçi-yazar Ahmet Anapalı hocanın önderliğinde düzenlenen Karaköy-Taksim Galata turunda Haliç'e gerilen zincirin yerini ve gemilerin karadan yürütüldüğü güzergahı bizzat yerinde gördük, bu güzergahı adım adım yürüdük...
Peygamber müjdesi bu aziz şehrin kutlu askerleri olabilmek için verdikleri mücadeleyi bu yollarda hissettik...
Kolay olmayan yollarda çekilen sıkıntılar, sizi tarihe kahraman olarak geçiriyor...
Onlar sadece İstanbul'u fethetmedi, dünya tarihi boyunca hafızalarda silinmeyen bir hadiseye de isimlerini altın harflerle yazdırdı...
Gemilerin geçişini engellemek için Haliç'e gerilmiş olan zincirin bir tarafı Sarayburnu'nda Sepetçiler Kasrı'nın bulunduğu yerde Mangana Sarayı'nın önündeki bir sütuna, diğer tarafı Karaköy Yeraltı Camii'nin bulunduğu yerde olan bir sütuna bağlanmış..
Ve bu zincir Fatih Sultan Mehmet Han'ın tarih içinde tarih yazmasına sebep olmuş.
FARK ETTİLER AMA ANLAM VEREMEDİLER
22 Nisan 1453 tarihinde Tophane limanı civarından yukarı çıkılarak, bugünkü Kumbaracı yokuşunu takiben, Asmalı Mescit’ten Tepebaşı yolu ile Kasımpaşa arasına ulaşan bir patika yapıldı ve kızaklarla kaplanıp yağlandı.
Bu gemilerin altına koymak için de arabalar yapıldı. Birçok sayıda manda ve öküz bulundu.
Cenevizli casuslar da bu çabayı fark etmişlerdi ama bununla bir yere varılabileceğini düşünemiyorlardı.
Ve Kasımpaşa'ya indirildiği genel kabul görülen bu 67 gemilik donanma akşam hava kararmasından sabah gün ağarıncaya kadar yaklaşık Haliç'e ulaştırıldı.
BİZANS ASKERLERİ HAYRETE DÜŞTÜ
Bizans askerleri ise Osmanlı gemilerini Haliç’te görünce, herhalde zincirleri kırıp geçtiler diye zincirleri kontrol ettiler ve gördükleri manzara karşısında hayrete düştüler.
Onları hayrete düşüren bu olay, bir çağın kapanıp bir çağın açılışına sebep olan İstanbul'un fethini hızlandırmış ve askerimize de büyük moral olmuştu...
MOLLA GÜRANİ: BU FETİH SİZİN NASİBİNİZ
Bu esnada Molla Gürani, beraberinde öğrencileri ile bölgeye gelerek fethin Sultan Mehmet’e nasip olacağını şu sözleri ile vurguladı:
'Sultanım, bu fetih sizin nasibiniz. Asla pes etmeyin. Yanımda destekçilerim ile geldim. Kefenlerimiz yanımızda ve son nefesimizi verene dek fetih için mücadele etmeye hazırlıklıyız'
22 Nisan sabahında Haliç’e indirilen gemiler sayesinde Haliç’in kontrolü Osmanlıların eline geçti.
Öte yandan kuşatmanın yedinci haftasında Osmanlılar hala kesin bir sonuç alamamıştı.
Bu noktada Halil Paşa son bir kez Mehmet’i teslim çağrısı yapmaya ikna etti ancak Bizans imparatoru teklifi yine reddetti. Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet 24 Mayıs’ta, ayın 29’unda karadan ve denizden büyük bir saldırı yapacağını duyurdu.
En nihayetinde 29 Mayıs 1453 günü bu kutlu gün gerçekleşti ve Konstantinopolis yani güzel İstanbul, milletimizin oldu.
BU GÜZERGAHI ADIMLAYIN...
Tarihle tarih üzerinde yürümek, ecdadın iz sürdüğü topraklarda onların ruhunu hissetmek heyecan verici olduğu kadar insanın ruhunu besleyen de bir durum...
Mutlaka bir gün bu güzergahı adım adım gezin, ecdadı bizzat yerinde yad etmenin güzelliğini yaşayın...
Kaynakça; Kemalpaşazâde, Kritovulos, Tarih-i Sultân Mehmed Hân-ı Sânî,-Bizans Tarihi, Solakzâde, Tarih
