Kışın yeteri kadar kar yağmaması, ilkbahar-yaz döneminin kurak geçmesi nedeniyle suların haziran ayında çekilmeye başladığı Akgöl, temmuzdan itibaren kuruma noktasına geldi. Halk arasında "allı turna" olarak bilinen flamingolar ile ak pelikan, kılkuyruk, ördek, kaya kartalı, kızıl şahin, saz kartalı, balıkçıl, leylek ve kaşık gaga gibi birçok kuşun yaşam alanı olan Akgöl, DSİ tarafından bölgede yürütülen rehabilitasyon çalışmalarına rağmen kaçak kuyular ve aşırı tarımsal sulama nedeniyle yaz aylarında kuraklık tehdidi ile karşı karşıya kalıyor. Suyun bol olduğu ilkbaharda onlarca kuş türüne ev sahipliği yapan, fotoğrafçılar tarafından doğal yaşamın fotoğraflandığı sazlıklar, sonbahar yağışları ile yeniden eski güzelliğine kavuşacağı günleri bekliyor. Sivil toplum örgütleri ve doğaseverler Akgöl'de sürdürülebilir doğal yaşam döngüsü için İvriz ve Ayrancı barajlarından düzenli can suyu verilmesini istiyor.
"Adeta 'ağlayan göl' oluyor"
Ereğli Belediye Başkanı Özkan Özgüven, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçeye 35 kilometre uzaklıktaki Akgöl'ün ülkenin önemli sulak alanlarından biri olduğunu söyledi. Türkiye'nin birçok yerinden insanın Akgöl'ü görmeye ve fotoğraflamaya geldiğini belirten Özgüven, "Gelen konuklarımız, Ereğli Akgöl Sazlıkları'nın güzelliklerini doyasıya yaşıyorlar ama mevsimsel kuraklığın olduğu zamanlarda bizim de içimizi burkan görüntüsü ile 'Akgöl' adeta 'ağlayan göl' oluyor.'' dedi. Dünyada etkisini gösteren iklim değişiklikleri ve yağışların azlığı gibi nedenlerle Akgöl'deki sazlık alanların küçüldüğünü anlatan Özgüven, şöyle devam etti: "Geçmişte yapılan araştırmalar 240 bin dekarlık alanı kaplayan Akgöl'de 250 kuş türünün konakladığını, yumurta bıraktığını gösteriyor. Son yıllarda kuş gözlemcileri ve doğa derneklerinin yaptığı sayımlara göre 55-60 kuş türünün geldiğini üzülerek görüyoruz. Gerek bakanlık gerekse üniversitelerle ortak projeler yapıyoruz. Kamu olarak ne kadar önlem alsak, yatırımlar yapsak da yeterli gelmediğini görüyoruz. Ekolojik dengenin korunması adına devletin olduğu kadar, çiftçilerin, bölgede yaşayan herkesin üzerine sorumluluk düşüyor." Özgüven, bölgedeki barajlardan sazlıklara düzenli su verilmesi gerektiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son zamanlarda kaçak kuyularla birlikte yer altı su seviyesi düşmekte, obruklar oluşmaktadır. Akgöl'ün sadece kuşların gelip konakladığı, bizlere görsel güzellikler sunan bir yer olmadığını bilmemiz, bölgede doğal döngüyü sağlayan, iklimi koruyan, yer altı sularını besleyen önemli bir sulak alan olduğunu anlamamız gerekiyor. Akgöl'ün kurtarılması, rehabilite edilmesi anlamında kamu olarak çalışmalar yapılıyor. İnsanımızın da suyu daha bilinçli kullanması, sulamanın daha ekonomik ve randımanlı yapılması, su kaynaklarının kıt olduğunun bilinmesi gerekiyor. Bu bilinç ve kültürün oluşması ile barajlardan can suyunun ulaştırılması Akgöl'ü zaman içerisinde kurtaracaktır."
"Can suyu verilmesini istiyoruz"
Ereğli Sazlıkları Koruma Derneği Başkanı Nazım Kuştul da ilkbahar ve yaz başında gözlemledikleri kuş çeşitliğinin halen bölgede bulunmadığına dikkati çekti. Akgöl'ün yaz döneminde kuruduğunu dile getiren Kuştul, "Ne yazık ki gölde şu anda hiç su yok. İvriz ve Ayrancı barajlarından Akgöl'e can suyu verilmesini istiyoruz. Akgöl'e can suyu geldiğinde yine binlerce kuş ile dolup taşacağını, yeraltı su kaynaklarının buradan besleneceğini, ekolojik dengenin düzeleceğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı. Ereğli Anadolu Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği Başkanı Tamer Gümüş ise Akgöl'de yaban hayatı ve doğal yaşama ilişkin birbirinden güzel fotoğraflar çektiklerini, ancak kuraklık nedeniyle bu güzelliklerin yerine, kurumuş, çatlamış toprakları görünce çok üzüldüklerini vurguladı.
"Yeniden su sıkıntısı yaşanmaya başlamıştır"
DSİ'den Akgöl'e ilişkin yapılan açıklamada da DSİ 4. Bölge Müdürlüğünce 2013 yılında yapılan 6 bin 700 metre uzunluğunda ve 1,65 metre yüksekliğindeki dolgu sedde ile yaklaşık 3 bin 430 dekar daimi sulak alan oluşturulduğu bildirildi. Yapılan iyileştirme çalışmalarının 2014 yılından itibaren etkisini gösterdiği, yeniden sazlıklar oluşmaya başlayan alanda birçok kuş türünün yuvalarına döndüğü ve Akgöl'ün eski sulak alan özelliğine tekrar kavuşturulduğu aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "2017 ve 2018 yıllarında yaşanan kuraklığın da etkisiyle Akgöl’de yeniden su sıkıntısı yaşanmaya başlamıştır. İvriz Barajı ile Akgöl arasındaki iletim, Yeleği Deresi ve İvriz Sulaması Ana Tahliye Kanalı vasıtasıyla sağlanmaktadır. Toplam 39 kilometre olan bu mesafede vatandaşlar tarafından sulama amaçlı müdahale yapıldığından suyun Akgöl’e ulaşması zorlaşmaktadır. Eylül ayında sulama sezonunun sona ermesiyle DSİ 4. Bölge Müdürlüğünce İvriz Barajından 200 lt/sn su, dip savaktan Yeleği Deresine bırakılmakta ve Akgöl’ün yeniden kurumasının önüne geçilmeye çalışılmaktadır."
