Yasemin Dinçer
'Ey Ulu Camii! Ey büyüklerin toplandığı mekan, gece gündüz seni ziyaret edenlere müjdeler olsun...'
Üftade Hazretlerinin bu ulvi mekan için dile getirdiği anlamlı dua, yüzyıllardır burayı bir kale gibi korumakta adeta..
Nice yangınlar, depremler.. Nice hain terör saldırıları karşısında dahi yıkılmadan ayakta duran bu ulu mabed...
Ulu Camii hakkında ne anlatsak bir şeyler eksik kalsa da, anlatmaktan vazgeçemediğimiz bir mekan burası...
ULU CAMİİ'NİN MANEVİ MİMARI EMİR SULTAN HAZRETLERİ
Yıldırım Beyazıt Han Niğbolu Zaferi öncesi, bu kuşatmadan zaferle dönerse elde edeceği ganimetle 20 tane cami yaptırmayı adak adar...
Zafer kazanılır, Yıldırım Beyazıt Han Bursa'ya gelir ve damadı Emir Sultan Hazretlerine bu konuyu danışır...
Emir Sultan Hazretleri de 'Hünkarım 20 cami yerine 20 kubbeli büyük bir cami yaptırabilirsiniz' der.
Bunun neticesinde 1396 yılında mimar Ali Neccar'ın önderliğinde inşaatına başlanan cami 1399 yani Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşunun 100. yıl dönümünde bir 'Zafer Nişanesi' olarak ibadete açılır.
AÇILIŞ GÜNÜ İLK HUTBEYİ OKUYACAK KİŞİ... CEMAAT İÇİNDE GİZLİ BİR CEVHER
Ulu Camii'nin açılışı için büyük bir merasim tertip edilmiştir.
Başta Yıldırım Beyazıt Han, damadı Emir Sultan Hazretleri olmak üzere, Osmanlı'nın ilk şeyhülislamı Molla Fenari, Ulu Camii'nin ilk müezzini Üftade Hazretleri, Mevlid'in yazarı ve Ulu Camii'nin ilk imamı Süleyman Çelebi ve daha birçok önemli şahsiyet bu kutlu mekanın açılışı için bir araya gelmiştir...
İlk namaz ve ilk hutbenin irad edilmesi için Peygamber efendimizin soyundan gelen Emir Buhari Hazretleri uygun görülmüştür...
Vaaz kürsüsüne çıkan Emir Sultan Hazretleri ise bu göreve kendinden daha layık olan bir zatın olduğunu söyler...
Cemaat şaşkın bir şekilde bu kişinin kim olduğunu düşünür. Emir Buhari Hazretlerinden başka kim layık olabilirdi bu göreve...
Emir Buhari Hazretleri caminin inşaatı sırasında devamlı olarak işçilere bedava ekmek getiren Somuncu Baba'yı vaaz kürsüsüne davet eder.
Halk bir kez daha şaşkındır.
Nasıl olur da ekmek pişiren bir zat bu göreve layık görülmüştür... Onların 'Somuncu Baba' lakabıyla tanıdığı bu zât aslında Şeyh Hamidi Veli Hazretlerinden başkası değildir...
Şeyh Hamidi Veli Hazretleri vaaz kürsüsüne gelir. Emir Buhari Hazretlerinin kulağına eğilir: 'Ey Şeyh beni ifşa ettin. Ben artık buralarda duramam' der...
Ulu Camii'de ilk hutbeyi irad eder ve aynı zamanda Fatiha süresinin 7 tefsirini yapar.
Açılışın hemen sonrasında üç kapıdan da aynı anda çıktığı görülen Şeyh Hamidi Veli Hazretlerinin Bursa'da son günüdür...
Emir Sultan Hazretleri ve Yıldırım Beyazıt Han'ın kalması için tüm çabalarına rağmen, önce Aksaray'a oradan da Malatya Darende'ye gider.
[gallery size='full' ids='9261,9262,9263']İSLAM ALEMİNİN EN YÜKSEK MERTEBELİ 5. MAKAMI
Bursa Ulu Cami İslam aleminin en yüksek mertebeli 5. kutsal mekanıdır.
Mekke'de Mescid-i Haram, Medine'de Mescid-i Nebevi, Kudüs'te Mescid-i Aksa, Şam'da Emeviye Camii'den sonra İslam alemindeki en yüksek mertebeli beşinci makamı olarak kabul görür.
Ulu Cami’nin en yüksek 5. Mertebeli cami olduğuna dair pek çok din aliminin ve evliyanın sözleri bulunmaktadır. Ayrıca bu yazdıkları eserlerde de açıkça görünmektedir.
En bilinenleri; İsmail Hakkı Bursevi, Molla Gürani, Akşemseddin, Molla Fenari, Emir Buhari (Emir Sultan), Somuncu Baba, Mehmet Emin Tokadi, Aziz Mahmud Hüdayi…
Bu değerli şahsiyetlerin eserlerinde ve çeşitli konuşmalarında bu husus konusunda hemfikir oldukları görülmektedir.
BİR ŞADIRVAN HİKAYESİ
Rivayet odur ki Ulu Camii'nin inşası için belirlenen arsada, bir kadın arsasını satmaya bi türlü yanaşmaz.
Vezirler, paşalar araya girmesine rağmen bir türlü ikna olmayan kadın, rüyasında Peygamber efendimizi görür ve daha sonrasında arsayı satmaya razı olur. Ama tek bir şartı vardır..
Arsasının olduğu yere bir şadırvan yapılmasıdır.
Bu şekilde rivayet edilen şadırvan mevzusunda aslında için işin özü çok başkadır.
...
Cami içinde şadırvan, rastladığımız bir Selçuklu geleneğidir aslında.
Nemi tutmasıyla hem ortamın havasını temizlemekte hem de su sesinin dinlendirici etkisiyle ziyaret edenlere hoş bir hava vermektedir.
Ayrıca 3 kademeden ve 33 ayrı oluktan akan bu şadırvan, tesbih taneleri adetince sersebil geneleğinin güzel bir örneği olarak tarihe geçmektedir...
YAVUZ SULTAN SELİM HAN'IN ULU CAMİİ İÇİN HEDİYESİ
Yavuz Sultan Selim'in halifeliği devraldığı ve Kutsal Toprakların 'Hadim’ül Haremeyni' olarak geriye döndüğü 1517 Mısır seferinden getirmiş olduğu Kabe örtüsü de görülmeye değer...
Sol kapıdan girişte minberin solunda yer alan Kabe Örtüsü koruma altına alınmış bir camekan içinde sergilenmektedir..
....
Hemen üzerinde Hünkâr mahfelinin yanında Osmanlı'nın son dönem padişahlarından II. Mahmud tarafından altın harflerle yazılmış ayet, adaletli olmak konusunda bir ibret levhası gibi durmakta...
'Allah insanlar arasında hükmettiginiz zaman adaletle hükmetmenizi emreder'
Burada namaz kılan padişahın her namaz kıldığında unutmaması gereken bir ayrıntı olarak dikkat çekmektedir.
Hemen yukarısında ise adalet timsali Hz.Ömer'in ismi ve adaletle ilgili bir hat levhası bulunmaktadır.
MİNBERDEKİ SIR
Ceviz ağacından tutkal ve çivi kullanılmadan 'Kündekari' tekniğiyle yapılan ahşap minberde matematiksel olarak hesaplanmış 'Güneş Sistemi ve gezegenler' simgelendirilmiştir..
Minberdeki güneş sisteminin planını, Osmanlı'nın ilk şeyhülislamı büyük İslam alimi Molla Fenari Hazretlerinin tasvir edip ustaya verdiği tahmin ediliyor.
Bursa'da kendi adını taşıyan semtte medfun bulunan Molla Fenari Hazretlerinin el yazması bir astronomi kitabının İngiltere’de olduğu biliniyor.
...
Anadolu Türk mimarlığının en büyük ve ilk camisi olan Ulu Camii erken dönem Osmanlı sanatının en önemli örneği…
Evliya Çelebi'nin anlatımıyla Bursa'nın Ayasofya'sı...
Yıldırım Beyazı'ın Osmanlı’ya uzun yıllar başkentlik yapmış Bursa’ya en güzel armağanı bu güzel cami, tüm güzelliğiyle ziyaretçilerini ağırlamayı beklemekte.