Cumhuriyet'in koca çınarları hep onurlu hep gururlu

Cumhuriyet

ANTALYA (AA) - SÜLEYMAN ELÇİN - Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 95. yıl dönümünde Cumhuriyet ile yaşıt asırlık çınarlar, ellerinden hiç bırakmadıkları ay yıldızlı bayrağın gölgesinde özgür, huzurlu ve onurlu bir hayat sürd?

Cumhuriyet'in ilan edildiği yıl dünyaya gelen koca çınarlar, Anadolu Ajansı (AA) foto muhabirlerinin Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 95. yıl dönümüne özel hazırladıkları sergi için objektiflerin karşısına geçti. AA, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 28 Ekim 1923'teki "Efendiler! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz" sözleriyle bir milletin kaderini yeniden çizdiği ve 29 Ekim 1923'te ilan edilen Cumhuriyet'in 95. yıl dönümü için anlamlı bir fotoğraf projesi hazırladı. Ankara'dan İstanbul'a, Gaziantep'den Antalya'ya 8 ilde gerçekleşen çekimler sırasında koca çınarlar, kahramanlıkları dünyada dilden dile dolaşan bir milletin, yere düşürmemek için uğruna canlar verdiği Türk bayrağını ellerinden bir an olsun bırakmadı. Kendilerinin baki olmadığını belirten çınarlar, ancak Cumhuriyet'in ilelebet yaşayacağından şüphe duymadıklarını vurguladı.

Atatürk'ü gördüğü anı unutamıyor

İstanbul'daki Darülaceze'nin sakinlerinden Ayşe Akbulut, 1923 yılında milli mücadelenin sembol kentlerinden Kahramanmaraş'ta dünyaya geldi. Daha sonra İstanbul'a göç eden Akbulut, Cumhuriyet ile yaşıt olmaktan büyük gurur duyduğunu söyledi. Akbulut, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü yüzerken gördüğü anda çok heyecanlandığını ve o anı hiç unutamayacağını kaydetti. Cumhuriyet ile aynı yaşta olan Gaziantepli 5 çocuk 32 torun sahibi Süleyman Koca da bu rejim sayesinde mutlu bir hayat yaşadığını ifade etti. Gençlik yıllarında güreş yapan, ilerleyen yaşına rağmen birçok ihtiyacını kendisi karşılayan Koca, yaklaşık 10 yıl önce, "hiçbir şeye değişmezdim" dediği karısını kaybedince ikinci kez evlendi. İkinci eşi için de "hayat arkadaşım" diyen koca çınar, Atatürk'ün Gaziantep ziyareti sırasında yaptığı konuşmayı canlı dinleyenler arasında yer alıyor. Kayseri'de yaşayan 1923 doğumlu Hediye Taş ise Erzurum'da dünyaya gelmiş. Taş, önce Ağrı'ya ardından da oğullarının yaşadığı Kayseri'ye göç etmiş. Melikgazi ilçesindeki bir apartmanın bodrum katında yaşayan 4  çocuk 13 torun sahibi Taş da Cumhuriyet'le yaşıt olmanın onurunu yaşadığını belirtti. İlerleyen yaşına rağmen oldukça dinç gözüken Taş, hayatta en büyük pişmanlığının okumayı öğrenmemek olduğunu vurguladı. Koca çınarlardan bir diğeri de Bulgaristan'da Tuna Nehri kıyısındaki Rusçuk şehrinden 1989 yılında eşi Sebile ve 2 oğluyla Türkiye'ye göç eden Hüsmen Altınkaya. 94 yaşındaki Altınkaya, Kocaeli'nin Kartepe ilçesi Emekevler Mahallesi'nde yaşamını sürdürüyor. İki çocuğu da vefat eden 7 torun sahibi Altınkaya ve eşi, Kartepe Belediyesinin "Alo Evlat Hattı" yetkililerinin yardımıyla gündelik ihtiyaçlarını gideriyor.

"Tam bir Cumhuriyet kadınıyım"

Antalyalı 96 yaşındaki Nigar Kiracıoğlu ise Cumhuriyet'in ilan edilmesiyle beraber ailesiyle Rodos'tan Antalya'ya yerleşmiş. İki odalı bir evde hayatını sürdüren Kiracıoğlu, "Çocukluğumuzda Cumhuriyet bayramlarını kutlar, okullardaki kutlamalarda 'yaşasın Cumhuriyet', 'yaşasın adalet' diye bağırırdık. Cumhuriyet'i bağrımıza bastık." dedi. İzmir Sosyal Yaşam Kampüsü'nde yaşayan 1923 doğumlu Mükerrem İçören ise Cumhuriyet'in ilan edildiği gün ya da bir gün sonrasında dünyaya geldiğini söyledi. İçören, "Annem tam tarihi hatırlamıyor ama o gün şenlik olduğunu söylüyordu. Nüfusa 2 ay sonra yazılmışım. Tam bir cumhuriyet kadınıyım. Cumhuriyet'le yaşıt olmaktan gurur duyuyorum. Cumhuriyet'in ilanıyla büyük haklar kazandık. Kadın hakları verildi. Düşünün 80 sene önce çarşaflı bir annenin kızı olarak bisiklete biniyordum ben. 1954’te ehliyet aldım. Atatürk çok şey değiştirdi." diye konuştu. Çocukluğundaki Cumhuriyet bayramlarını anlatan İçören, şöyle devam etti: "Bayramı çok büyük bir sevinçle karşılardık. Bütün yollar insan dolardı. Basmane'ye giderdim. Oradan Heykel'e kadar her yer insan dolu olurdu. İğne atacak yer kalmazdı. Hepimiz sokağa dökülürdük. Atatürk’ün rozetini yakamıza takardık. Annelerimiz bir gün önceden bizi bayrama hazırlardı. Beyaz kurdele takardı. Sokaklarda çok büyük bir heyecan vardı. Büyük bir bayram bizim için. Hala o zaman söylediğim marşları bilirim. Başka her şeyi unuttum da o gün söylediğim marşları unutmadım. Ben çok güzel şiir okurdum. Cumhuriyet bayramlarında beni çıkarırlardı okulda. Atatürk hakkında okunan şiirleri ben okurdum." İçören, çocukluğunda Atatürk'ü İzmir ziyaretinde gördüğünü ve geçerken kendisinin yanağını tuttuğunu, onu yakından görmenin mutluluğunu yaşadığını vurguladı.  

"Bu bayrağın gölgesinde büyümek onur verici"


Ankara'da yaşayan Melahat Hapoğlu 96, kardeşi Nezahat Aksel ise 94 yaşında. Sivas'ta doğan kardeşler, kendilerini "Cumhuriyet çocuğu" olarak tanımlıyor. Türkiye'nin birçok bölgesinde memur olarak çalışan ve çocukları bulunmayan abla kardeş, 16 yıldır Ankara 75. Yıl Dinlenme ve Bakımevi'nde yaşıyor. İki kardeş, Cumhuriyet ilan edilmeseydi belki de kadın olarak iş hayatında yer alamayabileceklerini ifade etti. Kardeşlerden Melahat Hapoğlu, elindeki Türk bayrağını gururla sallayarak, "Bu bayrak bizim canımız, bu bayrağın gölgesinde büyümek onur verici." dedi. Eskişehir'de yaşayan 95 yaşındaki İsmail Sarı da çocukluğundan beri cumhuriyet bayramlarının kendisinde özel bir yerinin olduğunu belirterek, "Atatürk çocukları olarak cumhuriyet bayramlarını kutluyoruz. Onun ışıklı yolunda mutlu yarınlara doğru barış içinde ilerliyoruz. Barış, bir milleti refah ve saadete götüren unutulmaz ve emin bir yoldur." değerlendirmesini yaptı.