Ulu Camii
Yıldırım Beyazid tarafından Niğbolu zaferinden sonra 1396 - 1399 yılları arasında yaptırılmıştır. Günümüzde şehrin merkezinde, Atatürk Caddesinde yer almaktadır. Zaman içerisinde istila, deprem ve yangınlardan dolayı zarar görmüş ve çok defa onarım görmüştür. Erken dönem Osmanlı mimarisine örnek ve çok kubbeli camiler arasında en önemli örneklerden biridir. Yirmi kubbe ile örtülü olan caminin ortasındaki kubbenin üstü cam olup altında 16 köşeli büyük mermer şadırvan bulunmaktadır. Rivayete göre Niğbolu zaferi sonrasında Yıldırım Beyazid 20 cami yapılmasını istemiş ancak Emir Sultan Hazretleri yeni oluşan şehirde yirmi caminin fazla olacağını bunun yerine yirmi kubbeli caminin yapılmasının daha uygun olacağını bildirmiştir. Bu fikri yerinde bulan Yıldırım Beyazid'in onayıyla cami inşaatına başlanmıştır. Kündekari tekniği ile Antepli Hacı Mehmed bin Abdülaziz ed-Devvaki tarafından yapılmış olan minber, caminin en özgün ve en güzel eserlerinden biri olup, eşine az rastlanılır bir sanat eseridir. Minberin doğu yakasında güneş sistemi, batı yakasında ise galaksi sistemi yer alırken evrenin kül olarak tasvir edildiği ileri sürülür. Ayrıca gezegenlerin büyüklük oranları ve yörüngeleri gerçek oranlarla örtüşür. Mihrabı ise, 1571 yılında Mehmed Usta tarafından yaptırılmıştır. Ulu Cami içinde 19.yy.’ın ikinci yarısında ve 20.yy.’ın başlarında duvarlara yazılmış olduğu tespit edilen 192 adet yazı, hat sanatının özgün örnekleri arasında gösterilmektedir.
Şehadet Camii
1365 yılında Sultan 1. Murad Hüdavendigar tarafından yaptırılmıştır.
Aslen eski bir kilise olan Şehadet Camii Orduevinin tam karşısında yer almaktadır. Mimari yapısından da belli olacağı üzere kiliseden çevrilmiştir. Bursa’daki gayrimüslimlerin 1. Murad’ın kendilerine gösterdiği anlayıştan dolayı kendi rızaları ile kilisenin Camii’ye çevrilmesini istemişlerdir. Bu olay geçmiş dönemde Bursa’daki Müslüman ve gayrimüslimlerin barış ve huzur içinde yaşadığının en önemli göstergesidir.
Hüdavendigar Camii
1363 yılında yapına başlandıktan sonra 19 yılda tamamlanabilen Hüdavendigar Camii Hiçbir bursa yapısında görülmeyen özellikler taşımaktadır.
“Ters T” planlı yapı özelliğine sahip olmasına rağmen caminin kemerleri ve giriş bölümünün yapısı tüm diğer bursa yapısından farklıdır. Cami yapımında Bizans döneminden kalan devşirme malzemeler kullanılmasından dolayı kiliseden dönüştürüldüğü iddia edilse de caminin yeni baştan yapıldığı görüşü hakimdir.
Hacılar Camii
1470 yılında Bakkal Hacı Sinan tarafından yaptırılan Hacılar Camii, Eski adliye binasının arkasında yer almaktadır.
Caminin en önemli bölümü renkli ahşaplardan yapılan mahfilidir. Caminin üstü kubbe ile örtülmüş, son cemaat mahali itibari ile dikdörtgen şeklindedir. Cami yapımı, çeşitli sebeplerden dolayı hacca gidemeyen hacı adaylarının biriktirdiği para kullanıldığından ismi “Hacılar Camii” olarak anılmaktadır.
Orhan Gazi Külliyesi
Orhan Bey tarafından 1339 – 1340 yılları arasında yaptırılan külliye, medrese, cami, imaret, mektep, hamam ve han yapılarından oluşmaktadır.
Bursa’nın fethinden sonra surların dışında ilk yaşam alanı örneklerinden biridir. Diğer sultan külliyelerinden farklı şekilde, Sultan Türbesi külliye sınırları içerisinde yer almaz. Günümüze bu yapıdan sadece, Orhan Camii, Emir Hanı ve Orhan Hamamı ulaşmıştır.
Muradiye Külliyesi
Bursa’da Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan son külliye olan Muradiye Külliyesi, Sultan 2. Murad tarafından 1425 – 1426 yılları arasında yaptırılarak içinde bulunduğu semtin adını almıştır. Külliye Cami, hamam, medrese, darüşşifa, ve türbeden oluşmaktadır.
Emirsultan Külliyesi
Padişah külliyesi olmamakla birlikte “Sultan Külliyesi” olarak anılan önemli bir ziyaret yeridir.
Dini günlerde Müslümanlar tarafından yoğun şekilde ziyaret edilen Külliyenin cami ve türbesinde her gün mevlit okutulmaktadır. Hem manevi hem de tarihi dokusu ile Yerli ve yabancı turistler tarafından sıklıkla ziyaret edilmekte ve Türkiye’de en çok ziyaret edilen cami ve türbeler arasında İstabul’daki Eyüp Sultan Türbesi’nden sonra ikinci sıradadır.