Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumunun (UNESCO) somut olmayan kültürel miras 'temsili listesine' alınan Karagöz ve Hacivat gölge oyununa ramazan ayında ilginin arttığı bildirildi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Karagöz Müzesi'nde, şehir tiyatrosu sanatçısı ve hayali Tayfun Özeren (53) tarafından hazırlanan gölge oyunları, özellikle iftar sonrası çocuklar ve büyüklerden ilgi görüyor.
Tayfun Özeren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küçük yaşlarda merak sardığı Karagöz-Hacivat oyunları konusunda kendisini, mahalle aralarında, komşu evlerinde oynatarak geliştirdiğini belirterek, yaklaşık 40 yıldır Karagöz-Hacivat gölge oyunu yaptığını ifade etti.
Özeren, 1997'de Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunları Birliği Derneği'nin (UNIMA) ortaklaşa açtığı bir Karagöz oynatım seminerinde birinci olduğunu anımsatarak, 2011 yılından itibaren de Bursa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu'nda görev yaptığını aktardı.
O günden itibaren gölge oyunlarını, Karagöz Müzesi'nde oynattıklarını vurgulayan Özeren, bütün karakterlerin seslerini doğru olarak yapabilmenin, ustalık, sanat ve marifet gerektirdiğini kaydetti.
'Yazdığımız oyunlarda her yıl büyük katılımla izleniyor'
Oyunları kendisinin yazdığını anlatan Özeren, ''Karagöz tasvirleri usta-çırak ilişkisiyle öğrenip yapabilmeyi gerektiriyor. Daha da güzeli hayal edebilmek, bu bakış açısıyla bir şeyleri görmek. Onları Karagöz dilinde, perdesinde halka yansıtmak bir şeyleri söylemek o çağı yakalamak geriyor. Çünkü buraya ilk gelen çocuklardır. Onlar büyüyüp liseye, üniversiteye kadar geliyorlar. İlk başta çocuklar alışsın diye onlara yönelik oyunlarla hem büyüklere hem de küçüklere hitap edebilecek oyunlar yazıyorum. Yazdığım oyunlarda her yıl büyük katılımla izleniyor.'' diye konuştu.
Ailelerden güzel tepkiler aldıklarını aktaran Özeren, şöyle devam etti:
''Aileler küçük, ana sınıfına gitmeyen çocukları bile getiriyor. Tahtadan veya plastikten Karagöz-Hacivat edinmişler, oynattıklarını görüyoruz. Aileler diyor ki 'Tayfun bey çocuklar Karagöz Evi'ni, sizi çok istiyor. Evde oynuyor, hiç bırakmıyor.' Ben de diyorum ki 'Onlara küçük küçük perdeler yapın. El lambasından bir ışık yapın, Karagöz-Hacivat'ı da eline verin, kendi kendisine oynasın. O onun odası masası olsun. Hayal dünyası komple oraya odaklanır. Orada ne söyleyeyim ne anlatayım derken, çocuk orada kendini aşma noktasına gelir. Kendisini ifade etme olanağı bulur.' diyorum. Ramazan ayındaki gösterilerimiz yoğun ilgi görüyor. Aileler iftarı açtıktan sonra çocuklarıyla beraber müzemize gelip, gösterimizi izliyorlar. Çocukları burada mutlu görünce biz de çok mutlu oluyoruz.''
Özeren, oyunu izleyen çocukların tekrar gelmek istediklerini belirterek, 'Aileler burayı okul gibi tiyatro kursu gibi görüyorlar. Biz de bu durumdan çok memnunuz.'' dedi.