Tarih: 01.06.2018 14:46

'Asgari ücret net 2 bin 200 lira olacak'

Facebook Twitter Linked-in

BURSA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,  25 Haziran'da en düşük emekli maaşının bin 500 lira olacağını belirterek, 'Asgari ücret de net 2 bin 200 lira olacak. Biliyorum büyük rakam değil ama yaptığımız hesaba göre bu rakamı verebiliyoruz.' dedi.  Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa Akademik Odalar Birliği'nde (BAOB) odalar, sivil toplum örgütleri, dernekler, kanaat önderleri ve diğer bileşenlerle düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, bir siyasi partinin genel başkanı olduğunu, Türkiye'yi yönetmeye talip olmasından dolayı büyük sorumluluğu bulunduğunu belirtti. Bu ülkede birlikte huzur içinde yaşanacaksa herkesin bir sorumluluk taşıdığına değinen Kılıçdaroğlu, 'Bir şekilde asgari müştereklerde buluşmak zorundayız. Millet İttifakı'nın kurulmasının temel amacı bu. Demokrasi, beraber yaşamak için, huzur içinde yaşamak için, çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakmak için bir araya geldik, bir araya gelmek zorundayız.' diye konuştu. 'Türkiye'de hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok' Kılıçdaroğlu, birlik ve beraberlik içinde önce sorumluluk alacaklarını sonra da demokrasiye sahip çıkacaklarını belirterek, şöyle devam etti: 'Demokrasiyi savunacağız. Niçin? Eğer kim haksızlığa uğradıysa, bunu özgürce dile getirmenin rejimi demokrasidir. Bu yoksa kimse korkudan uğradığı haksızlığı dile getiremez. Bugün içinde bulunduğumuz tabloya bakalım. Nasıl bir tabloda yaşıyoruz? Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; şu anda Türkiye'de hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Ben bunu söylediğim zaman kızıyorlar ve 'Ne demek hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok?' diyorlar. Evet hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Yargı bağımsızsa, yargı tarafsızsa yani hakim bir yerden talimat almadan hukukun üstünlüğüne ve vicdanına göre karar veriyorsa orada yargı bağımsız ve tarafsızdır. Kim haksızlığa uğrarsa mahkemeye gider başvurur ve hakkını arar. Haksızlığı yapan kişinin gücüne teslim olmaz yargı. Haksızlığı yapan kişi güçlüyse, devlette çok önemli bir makamdaysa, vali, kaymakam, milletvekili, bakan cumhurbaşkanı ise ve haksızlık yapıyorsa, sıradan, devletin gücü karşısında hiçbir gücü olmayan vatandaşın başvuracağı tek makam vardır o da hakimdir. Yargı, talimatı saraydan, başka bir yerden alıyorsa o zaman hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur.' Çağdaş demokrasilerde 4 temel gücün bulunduğuna işaret eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bunların da yasama, yargı, yürütme ve medya olduğunu anımsattı. 'Yasama organına, yani parlamentoya bakıldığında, eğer parlamentoda gücü, çoğunluğu elinde bulunduran iradeye teslim olunmuşsa ve o iradenin verdiği talimata göre el kaldırıp indiriliyorsa yasama organının iradesinin büyük ölçekte ipotek altındadır.' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: 'Yaşadığımız tam da odur. Yürütme organı yani bakanların temel görevi ise şudur, 81 milyon vergi öder, bu ödenen vergileri bütçeyle yeniden dağıtır. Yürütme organı, topladığı vergilerin hesabını vermiyorsa, yapılan yatırımların maliyetini halka anlatamıyorsa, her kuruşun hesabını vermiyorsa o zaman bir sorunumuz var demektir. 1923-2002'de yani 79 yılda pek çok hükümet geldi geçti. Hepsi şu ya da bu şekilde bu ülkeye hizmet ettiler. 1923-2002'de bütün bu hükümetlerin harcadığı para 713 milyar dolardır. Peki 2003-2017, son 14 yılda harcanan para ne kadar? Söyleyeyim 2 trilyon 94 milyar dolar. Bilgiye, rakama dayalı söylem. Asla inkar edemeyecekleri rakamları biz vatandaşın önüne koymak zorundayız. 2 trilyon 94 milyar dolar ile bu ülkede ne yapıldı? Karakaya, Atatürk Barajı, Telekom mu yapıldı? Yol yapıldı, köprü yapıldı. Bu para eğer bu ülkenin kalkınması ve büyümesi için harcansaydı, bugün Türkiye'de fabrika kuracak yer bulamazdık. Her taraf fabrika olurdu. 2 trilyon doları nerelere harcadın? Ben bunu öğrenmek istiyorum. Bir de fabrikaların hepsini sattılar. Nereye gitti bu para? Bu soruyu sanayicinin, işsizsin, çiftçinin, emeklinin, esnafın da kendisine sorması lazım. Bu soruları sorduğunuz zaman acı gerçeği öğrenmiş oluruz.' 'Biz neyin hesabı içindeyiz?' Dünyada hiçbir başbakanın kalkıp, 'Ben yol, köprü yaptım, şu kadar buzdolabı, şu kadar çamaşır makinesi ürettik.' diye övünmediğini, bunun ayıp sayıldığını bildiren Kılıçdaroğlu, 'Buzdolabı, çamaşır makinesi 18. yüzyılın ürünleri, biz 21. yüzyıldayız. O ülkelerin başbakanları, devlet başbakanları neyle uğraşırlar bilir misiniz? 'Uzayda falan yerde altın, pahalı madenler var, yeni bir maden keşfettik onları kendi ülkeme nasıl getiririm' onların hesabı içindeler. Biz neyin hesabı içindeyiz?  Toplumu bilinçlendirmek hepimizin ortak görevidir.' ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yargı organında hakimlerin bağımsız ve tarafsız olmaları gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi: 'Bir siyasi partinin genel başkanı hakim tayin ediyorsa o ülkede adalet yoktur. CHP Genel Başkanı olarak ben hakim tayin etmemeliyim, edemem. Edersem yargıya darbe vurmuş olurum. Geldiğimiz nokta odur. Bir siyasi partinin genel başkanı Anayasa Mahkemesine, başka mahkemelere hakim tayin ediyor. Adalet nerede o zaman? 1 milyonun üzerinde mağdur var bu ülkede. Bank Asya'nın önünden geçen adamın görevine son verdiler, Bank Asya'nın kuruluşuna izin verene hiç dokunmadılar. Bu mudur adalet? Askerleri yani erleri 33 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum ettiler, komutanlara hiçbir şey yok. Bu mudur adalet? Askeri öğrencilere bilmiyorum kaç kez yine müebbet hapis, peki o askeri öğrencileri kışladan çıkarıp, sokağa salan komutanlara ne yaptılar hiçbir şey yok.  Bu mudur adalet ? Dayısı, parası, siyasi desteği olan çıkıyor, gariban içerde. Bu mudur adalet?' Kılıçdaroğlu, '81 milyonun cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır. Hep diyeceksin 'cumhurbaşkanıyım', hem diyeceksin 'ben falan partinin genel başkanıyım' Olmaz. O nedenle biz bu bilinçten yola çıkarak Sayın Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanı adayı gösterdiğimiz gün göğsündeki CHP rozetini çıkarıp, bana vermesinin temel nedeni budur. 'Ben 81 milyonun cumhurbaşkanı olacağım' dedi. Ben de onun yakasına Türk bayrağını verdim. Muharrem İnce, Allah'ın izniyle 81 milyonun cumhurbaşkanı olacak.' dedi. Demokrasilerde dördüncü gücün medya olduğunu vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, medyanın halkın dili, kulağı ve sözü konumunda bulunduğunu belirtti. Medyanın yüzde 90'ının hükümet tarafından kontrol edildiğini öne süren Kılıçdaroğlu, 'Cumhurbaşkanı adaylarımız var. Bir adaya günün 24 saati ayrılıyor. Sayın İnce'ye işte ayıp olmasın diye 2 saat, 3 saat, diğer adayları ise hiç göstermiyorlar. Niye onları göstermiyorlar? Adalet mi bu? Eşit şartlarda yarış olması lazım. Sonra da dünyaya diyeceksiniz ki 'Efendim bizim ülkemizde demokrasi var.' Kimse inanmıyor. Bütün şaibelere, bütün baskılara karşı Allah'ın izniyle  25 Haziran'da güzel bir Türkiye'ye uyanacağız.' diye konuştu. 'Para büyük değil, ben bunu biliyorum' Kılıçdaroğlu, 25 Haziran'da en düşük emekli aylığının da bin 500 lira olacağını belirterek, şu görüşlerini paylaştı: '25 Haziran'da en düşük emekli aylığı bin 500 lira olacak. Bugün 200, 300, 500 lira emekli aylığı alanlar var. Ayda 400 lira ile o emekli geçinebilir mi? Bin 500 lira vereceğiz. Para büyük değil, ben bunu biliyorum. Emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı'nda yine birer maaş ikramiye vereceğiz. Asgari ücret net 2 bin 200 lira olacak. Biliyorum büyük rakam değil ama yaptığımız hesaba göre bu rakamı verebiliyoruz. Vergiye tabi olmayacak. İş dünyasına da bir yük getirmeyecek. Bin 500 liranın altında emekli aylığı alan sayısını biliyor musunuz? 1 milyon 644 bin kişi bin 500 liranın altında emekli aylığı alıyor. Arada bir derim ya 'Vallahi de billahi de bunların yatacak yeri yok' diye. Gerçekten bunların yatacak yeri yok.' Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasını yapmadan önce yeni üyelere de rozetlerini taktı.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —