Dünyada 1 milyarın üzerinde izleyici kitlesine ulaşan Diriliş Ertuğrul gibi Türk dizi ve filmleri, Körfez'e yapılane-ihracatı artırdı.
Girişimci Eyüp Kerem'in ortakları, Selamet Arslan ve Ahmet Arslan ile beraber kurduğu Bazarea, Türkiye'den Arap coğrafyasında bulunan 200 milyon e-ticaret kullanıcısının, Diriliş Ertuğrul'un şapkası, tespihi, yüzükleri ve aksesuarları ile baklava, lokum ve Türk kahvesi talebini karşılamakta zorlanıyor.
Bazarea Kurucu Ortağı Eyüp Kerem, İrlanda'da eğitim aldığı sırada toplumun tüm kesimlerinin e-ticarete adapte olduğunu görmesinin ardından Türkiye'den Körfez'e Türk markalarını ulaştırma konusuna, mikro-ihracata odaklandığını söyledi.
Orta Doğu'da bulunan e-ticaret kullanıcılarının Türkiye'nin kültürel değerlerine diğer coğrafyalardan daha fazla ilgi duyduğunu anlatan Kerem, "Türkiye'nin bir şahsına münhasır bir marka değeri var. Özellikle kültürümüzden beslenen belli ürünlere inanılmaz bir ilgi söz konusu. Biz Bazarea olarak Türk gastronomisi, Türk mutfağı, kozmetik ve Türk aksesuar ürünleri ile Körfez pazarına giriş yaptık." diye konuştu.
Kerem, Bazarea'nın verdiği hizmeti şöyle anlattı:
"Bazarea Türk markalı ürünleri, yurt dışına mikro ihracat kapsamında sunan bir platform. İnsanlar yurt dışından rahatlıkla girip çok kısa sürede alışverişlerini yapıp, 3-5 gün içinde ürünlerini kapılarına teslim alabilecekleri bir e-ticaret platformu. Platformu kuralı henüz 2 ay oldu. Beklediğimizin 3 katı bir taleple karşılaştık.
e-ihracat alanında Türkiye'de büyük bir boşluğun olduğunu biliyorduk ve onun için buna odaklandık ama iki aylık bir sürede beklentimizin 3 katı bir talebi de beklemiyorduk. Geldiğimiz noktada operasyonlarımızı güçlendirerek ve kategorilerimizi genişleterek dünyaya Türk markalarını ihraç etmeye devam edeceğiz."
Türk ürünlerine en fazla talebin Suudi Arabistan'dan geldiğini aktaran Eyüp Kerem, 32 milyon nüfusa sahip ülkede 10 milyon civarında e-ticaret kullanıcısının bulunduğunu söyledi.
Suudi Arabistan'daki e-ticaret kullanıcılarının gelir seviyesi yüksek insanlardan oluştuğunu anlatan Kerem, şunları kaydetti:
"Suudi Arabistan'da Türk ürünlerine müthiş bir ilgi var. Bizim platformumuzda en çok baklava, lokum ilgi görüyor. Özellikle TRT'nin yaptığı dizilerimizin Diriliş Ertuğrul, Payitaht Abdülhamit'in lisanslı ürünlerini de satıyoruz web sitemizde ve mobil uygulamamızda... Buna da çok yoğun bir talep var.
Bir turist Türkiye'den ülkesine dönerken uçakta yanına ne alıyorsa biz bir nevi onları satıyoruz. Yıllık Arap turist sayımız 6 milyona yaklaştı. Burada birkaç hafta kalan turist artık burada tattığı o zevkleri 12 ay boyunca tatmak istiyor. Biz bunu sağlamak istiyoruz."
Türk dizilerinin etkisiyle aksesuar ürünlerine talep patlaması yaşandığını anlatan Kerem, TRT dizilerinin lisanslı ürünlerinin satışını artırdıklarını söyledi.
Kurtlar Vadisi dizisinin hala izlendiği Arap coğrafyasında Polat Alemdar yazılı yüzüklerin hala çok tercih edildiğini anlatan Kerem şöyle devam etti:
"Diriliş Ertuğrul dizisi TRT rakamlarına göre 2 milyara yakın insana ulaşıyor dünyada. Özellikle Arap coğrafyasında ve Güney Amerika'da müthiş bir şekilde izleniyor. Artık biz de Marvel ve Disneyland gibi küresel markalar oluşturuyoruz... Burada tedarikçimizden bahsetmem gerekir.
Anı Yüzük Üst Yöneticisi (CEO) Ramazan Çıplak, Diriliş Ertuğrul dizisindeki ürünlerine odaklanıyor ve bunların üretimine başlıyor. Ertuğrul'un yüzüğünü, şapkasını Abdülhamid'in köstekli saatini üretiyor ve biz de bunları bütün Arap coğrafyasına doğrudan ulaştırıyoruz. Bunlar çok fazla talep görüyor. Bizi bu da çok heyecanlandırıyor. Aslında biz kültür ihracatı yapıyoruz."
Kerem, Suudi Arabistan'dan sonra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Kuveyt'ten ilgi olduğunu belirterek, Umman'dan toptan alım taleplerin geldiğini söyledi.
İngilizce ve Arapça hizmet veren Bazarea web sitesi ve mobil uygulamanın dünyanın dört bir yanından ilgi gördüğünü anlatan Kerem, site açılır açılmaz ABD Ohio'ya baklava satışı yaptıklarını söyledi.
Kerem, "İlk başta bize de çok garip geliyordu. Amerika'da Ohio'ya baklava yolladık, üç günde ulaştırdık. Denver'a yolladık, New York'a yolladık... Ancak gördük ki başlangıç aşamasında hem Körfez'e hem de ABD tarafına birlikte odaklanamıyoruz. O nedenle ilk aşamada tüm reklam stratejimizi Körfez ülkelerinde yoğunlaştırdık."
Pazarda rekabetten çekinmediklerini ifade eden Kerem, yüz milyonlarca alıcıdan söz edilen pazarda pastanın büyüklüğüne işaret etti.
Kerem, Arap coğrafyasının nüfusuna ilişkin şu bilgileri verdi:
"Sahra üstü Afrika'yla beraber bütün Arap coğrafyasında yaklaşık 200 milyonu aşkın e-ticaret kullanıcısı var. Bu kullanıcıların hepsinin Türkiye'ye ilgi duyduğunu söyleyemeyiz. Ancak potansiyel olarak günün sonunda Türkiye'den alışveriş yapabilecek bir müşteri profili var ortada.
Bölgedeki e-ticaret sitelerine baktığımızda da bu mecralarda üretilen herhangi bir şeyin olmadığını görüyoruz. Ülkelerde çoğunlukla bir şey üretilmiyor. Zaten neredeyse herşey dışarıdan geliyor. ürün çeşitliliği de kısıtlı görünüyor. Biz o yüzden Bazarea olarak o ülkenin içindeki e-ticaret siteleriyle rekabet edebilecek konumdayız.
Bahsettiğimiz 200 milyonluk müşterinin tamamı bizim hedef pazarımız. Ancak 10 milyonluk Suudi Arabistan'dan, 6,7 milyonluk BAE'den olmak üzere toplamda 30 milyonluk bir hedef kitlemiz var Arap coğrafyasında."
Girişimlerini hayata geçirirken pek çok insanın "Baklavayı Suudi Arabistan'a yollayamazsın", "Körfeze buradan 2 kilo lokum gitmez" gibi eleştirilerine rağmen projelerini hayata geçirdiklerini söyleyen Kerem, "Lojistik endüstrisi ve Türk gıda üreticileri artık bu alanda pek çok inovasyona imza atmış durumda. Ürünleri bozulmadan kapıda ödeme seçeneği yoğun olmak üzere alıcılara ulaştırıyoruz." dedi.
Kerem, "Aslında bu mesafeden kapıda ödeme çılgınca görünüyor. Biz buradan bile kolay kolay kapıda ödemeye cesaret edemezken, buradan Suudi Arabistan'ın bir köyüne kapıda ödemeli baklava yolluyoruz. Ancak kendi içimizde geliştirdiğimiz bir takım sistemlerle riskleri minimize ettik. Irak pazarında yakında çok güzel bir açılım yapacağız." bilgisini verdi.
Eyüp Kerem, bazı Arap ülkelerinde kargoculuk ve bankacılık sistemlerinin yeterince gelişmemesi nedeniyle çok yavaş ilerlediklerini ifade ederek, potansiyeli ve regülasyonları müsait ülkelere odaklandıklarını söyledi.