Ağrı'nın yetiştirdiği en mütevazı iş insanlarından biri olan İbrahim Çeçen, servetini değil sevgisini paylaşıyor. "Ben burs verirken huzur buluyorum" diyen Çeçen, hem eğitime hem memleketine adadığı hayatıyla örnek bir gönül insanı. Bugün Ağrı'da bir öğrenci hayal kurabiliyorsa, bir hoca üniversiteye gelebiliyorsa, o hikâyede mutlaka İbrahim Çeçen'in eli vardır.
AĞRI (İGFA) - Orta Doğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nihat Aydın'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı ziyaret, iş dünyasının duayen isimlerinden İbrahim Çeçen'le samimi bir sohbete dönüştü.
Aydın'ın anlatımına göre sohbetin ana konusu, "Eski Ağrı" oldu. Çeçen, gözleri dolarak 50–60 yıl öncesinin Ağrı'sını, mahallelerini, dayanışmayı ve insan sevgisini anlattı. Çeçen'in "O yıllar daha yoksuldu ama gönüller zengindi" sözleri, kendisinin memleketine duyduğu derin sevgiyi özetledi.
Bugün milyar dolarlık yatırımlara imza atan İbrahim Çeçen'in kalbindeki asıl zenginlik ise eğitim sevdası.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'nin kurucusu olarak, özellikle Tıp Fakültesi'nin gelişmesi için akademisyenlere ve öğrencilere ek destekler sağladığını beliritkren, "Üniversitem için elimden gelenin fazlasını yaparım" dedi.
Masasında duran 20–30 sayfalık burs listesi ise onun gönül zenginliğinin ise adeta somut kanıtı.
Her yıl binlerce öğrenciye burs veren İbrahim Çeçen Vakfı, Türkiye'nin en güçlü eğitim ve yardım kuruluşlarından biri haline gelmiş durumda.
Mütevazılığıyla tanınan Çeçen, hâlâ 35 yıl önceki aynı sade odasında misafirlerini ağırlıyor. Ziyarette misafirine "Ben de senin gibi elimi bağlayayım" diyecek kadar alçakgönüllüydü.
"Ben ticaret yapmam. Ağrı'daki yatırımım sadece üniversite ve öğrencidir" diyen İbrahim Çeçen'in bu sözü onun felsefesini de özetliyor.